Batılılaşma, Türkiye’nin 18. yüzyıldan bu yana en önemli konu başlıklarında birisini oluşturmaktadır. Sürecin seyri ve niteliği özellikle ilk zamanlar devleti yöneten sivil ve asker bürokratların hatta daha çok da Saray’ın irade ve tercihleriyle şekillenmiştir. Süreçte Tanzimat önemli bir aşamadır. Tanzimat, batılılaşmanın bir devlet politikası haline gelişin, geleneksel olan açıkça reddedilmeden batılı olanların hayata aktarılmaya başlanmasının önemli bir aşaması olarak anlam kazanmıştır. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısı, batılılaşma adına gerçekleştirilen bazı uygulamalardan hareketle batılılaşmanın kapsamı sorununun özellikle aydınların gündeminin ilk sıralarında yer almaya başladığı görülür. Batılılaşma bağlamında “kısmî” ve “topyekûn” değişimi hedefleyen iki farklı eğilim oluşur. Taraflar, mensubu oldukları eğilimin düşünsel temellerini ve gerekçelerini oluşturma çabası içerisine girerler. Abdullah Cevdet bunlardan birisidir. O, topyekûn batılılaşma anlayışına sahip bir aydın olarak gerek kitaplarıyla ve gerekse makaleleriyle bir yandan her kesime Batı düşünce ve hayat tarzını tanıtmaya çabalarken diğer yandan da değişim sürecine ilişkin görüşlerini ifade eder. Batılılaşmanın niteliği ve kapsamı konusu yazılarının neredeyse tamamına yakınının eksenini teşkil eder. Topyekûn batılılaşma ve devrimsel nitelikte bir değişme sürece ilişkin tercihlerini ifade eder.
Abdullah Cevdet Batılılaşma Batılılaşmanın Kapsamı Batılılaşmanın Yöntemi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2023 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |