Türkiye topraklarının büyük bölümü deprem kuşağındadır. Yapılan araştırmalar, Türkiye nüfusunun yaklaşık %75’inin birinci ve ikinci derece deprem kuşağında yaşadığını göstermektedir. Bu durumun bir sonucu olarak Türkiye topraklarında sık sık yaşanan şiddetli depremler can ve mal kaybına neden olmaktadır. Kısa zaman önce, 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen iki büyük depremden birçok il etkilenmiştir. Bu iki deprem sonucunda 48.000’i aşkın insan hayatını kaybetmiş, 100.000’nin üzerinde insan yaralanmıştır. Bu depremlerin ortaya çıkardığı ekonomik maliyetin de 100 milyar doların üzerinde olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla Türkiye coğrafyasında inşa edilen binaların mevzuata uygun olması can ve mal güvenliği bakımından oldukça önemlidir. Biz de bu çalışmamızda, mevzuata ve tekniğe aykırı inşa edilen binaların depremde yıkılması halinde ilgililerin ceza sorumluluğunu inceledik. Bu kapsamda çalışmamızda, özellikle ölüm ve yaralama neticeleri bakımından ilgililerin ceza hukuku sorumluluğu üzerinde durduk. Depremde meydana gelen neticeler bakımından kasten öldürme, ihmali davranışla kasten öldürme, taksirle öldürme, kasten yaralama, ihmali davranışla kasten yaralama ve taksirle yaralama suç tipleri özellikle incelendi. Bu suçlar bakımından teori ve uygulamada ortaya çıkan veya çıkması muhtemel sorunlara dikkat çekildi. Çalışmamız esasen maddi ceza hukuku çalışması olmasına rağmen bu tip büyük afetler sonrasında yapılan yargılamalarda ceza muhakemesi bakımından dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlara da çalışmamızda kısaca değinildi.
Deprem mevzuata aykırı yapı ceza hukuku sorumluluğu taksirle öldürme taksirle yaralama
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ceza Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.