Devlet, insan, egemenlik ve ülke üçlemesinin bir araya gelmesi sonucunda oluşan bir organizmadır. Bu bağlamda değerlendirildiği takdirde insan ve insanın
hâkimiyetini anlatan egemenlik yeterliliği ile sınırları belirli bir kara parçası
üzerinde örgütlenilmesi devletin niteliksel kurgusunu oluşturmaktadır. Bu
kurgu içerisinde kendi kaderini tayin edebilmek bir hak olarak algılanmıştır.
Bu hak sadece sömürülmüş toplumların kendi benliklerine dönebilmeleri için
bir araç niteliğindedir. Bu hakkın egemen bir devletin sınırları içerisinde yaşarken devletten ayrılarak kendisine özerk bir alan yaratmaya çalışan toplumların
amaçları ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı kendi varlıklarını
ve egemenlik haklarını sömürülme yolu ile bir başka egemenliğe teslim etmek
zorunda kalan halkların siyasal örgütlenme biçimlerinin yansımalarını incelemek
ve kendi kaderini tayin edebilmenin başlangıç noktasından bitim noktasına
kadar teorik incelemesini yapmaktır.
The state is an organism that is formed as a result of human, sovereignty and
territorial trilogy. In this context, it is the qualitative construct of the state
that is organized on a certain piece of land with the sovereignty competence
that explains the domination of humanbeing. It is perceived as a right to selfdetermination in this fiction. This right is merely a tool for the exploited societies to return to their own self. This right does not have to do with the aims of
societies trying to create an autonomous space by leaving the state while living
within the borders of a sovereign state. The aim of this study is to examine
the reflections of the political organization of the peoples who have to submit
their own assets and sovereignty rights to another sovereignty by exploitation.
Another aim of this study is to make the theoretical examination of the starting point of the self-determination from the starting point to the end point.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.