Turkish companies as well as the Turkish Government itself are increasingly involved in arbitration proceedings
conducted abroad. Therefore, the enhanced ability to obtain recognition and enforcement of arbitral
awards is a highly sensitive issue for foreigners who have an arbitration agreement with Turkish nationals or
companies. In spite of the progress achieved in legal regulations and relative to international conventions, Turkey
is not yet included among the countries that are considered as havens for arbitration. Relative progress in
arbitration practice extends its effect to the courts attitude to the recognition and enforcement of ICC awards.
This Article analyses the precedents of the Turkish Court of Appeal relating to the enforcement of ICC arbitral
awards. As an initial matter, the Article addresses the legal framework for recognition and enforcement of
foreign arbitral awards in Turkey. Secondly, the issues ofpre-requisites for enforcement will be discussed. Finally,
the most recent grounds for refusing enforcement of ICC arbitral awards will be reviewed with particular
reference to the precedents of the Court of Appeal.
Tahkim ile ilgili yasal düzenlemeler ve taraf olduğumuz milletlerarası antlaşmalar, Türkiye’nin, hukukî açıdan
bu alanda Avrupa ülkeleri ile aynı konumda olduğunu açıkça göstermektedir. Ne yazık ki mevzuat alanında
gösterilen başarı, uygulamaya yansıtılamamış ve Türkiye, tahkim cenneti sayılan ülkeler arasına girememiştir.
Tahkim tecrübesindeki bu başarısızlık, ICC hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için açılan davalara da
sirayet etmiştir. ICC hakem kararlarının tanınması veya tenfizi için açılan davalar, bu davaların nitelikleri ile
bağdaşmayacak ölçüde uzun sürmektedir. ICC hakem kararlarının tanınması veya tenfizini engelleyen bir mü
essese olan kamu düzenine bazen gereksiz olarak başvurulmakta veya kapsamı geniş yorumlanmakta; bu da
yabancıların gözünde Türkiye yi tahkim aleyhtarı bir devlet haline getirmektedir. ICC hakem kararlarının tenfizi
davalarında Yargıtay tarafından verilen ilk kararlar, Türkiye’nin tahkim yanlısı bir ülke olmadığı izlenimini
vermiştir. Yargıtay, zamanla önceki kararlarındaki görüşlerinden dönmesine rağmen bu kararların yabancı
doktrin ve mahkemeler üzerindeki menfi izlerini henüz silememiştir. Türkiye ’de mahkemelerin tahkim yanlısı
bir tutum sergilemeleri, tahkim tecrübesinin artmasına ve tahkim uygulamasının yaygınlaşmasına bağlıdır.
Diğer ID | JA43BE88NA |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 1 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.