Hukukumuz iştirak noktasında ikilik sistemini benimsemiş ve suç ortaklarının konumlarını fail/müşterek fail, yardım eden ve azmettiren şeklinde düzenlemiştir. Yardım eden daha az cezalandırılacak, azmettiren ise fail gibi cezalandırılacaktır. Kanunda failliğin bir varyasyonu olarak düzenlenen “irade üzerinde hakimiyete dayalı” dolaylı faillik ise suç ortaklığı kavramı içerisinde tam olarak değerlendirilemez. Bir suç ortağının müştereken işlenen bir suçtan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle kasıtlı iştirak iradesine sahip olması ve ardından suçun işlenmesine nedensel bir katkıda bulunması gerekir. Kast ve taksir kombinasyonu olan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar, 5237 s. Türk Ceza Kanunu'nun 23. maddesinde düzenlenmiştir. Failin ağırlaşan neticeden sorumlu tutulabilmesi için kasıtlı hareket ile ağır netice arasında nedensellik bağı bulunmalı, ayrıca failde en az taksir derecesinde bir kusur olmalıdır. Doktrindeki ağırlıklı görüş, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanabileceği yönündedir. Bu suçlarda iştirak iradesi ancak kasten işlenen suç için oluşabilir. Taksiri bulunan suç ortaklarının yalnızca bu neticeye yönelik sübjektif olarak ağır neticeden sorumlu tutulması mümkündür. Ancak bunun mümkün olabilmesi için ağır neticeye neden olan fiilin iştirak iradesi kapsamında kalması ve bağlılık kuralına dair 40. maddede koşulan “objektif-sübjektif tipiklik ve hukuka aykırılık” şartlarını taşıması gerekir. Dolaylı fail açısından ise araç kişi için illiyet bağı dışında böyle bir şart bulunmamaktadır. Dolaylı failin meydana gelen ağır neticeye yönelik taksiri varsa bundan sorumlu tutulacaktır.
Ağır netice İştirak Suç ortağı İlliyet Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç
Our law has adopted the duality system at the point of complicity and regulated the positions of the accomplices by dividing them as perpetrator/joint perpetrator, aider and instigator. It has been decided that the aider and abettor will be punished less, while the instigator will be punished like the perpetrator. Indirect perpetration "based on control over the will", which is regulated in the law as a variation of perpetration, cannot be fully evaluated within the concept of complicity. In order for an accomplice to be held responsible for a crime committed jointly, he/she must first have the will of intentional participation and then make a causal contribution to the commission of the crime. Crimes aggravated by result, which are a combination of intent and negligence, are regulated under Article 23 of the Turkish Penal Code. In order for the perpetrator to be held responsible for the aggravated consequence, there must be a causal link between the intentional act and the aggravated consequence, and the perpetrator must be at least negligent. The predominant opinion in the doctrine is that the provisions on participation can be applied in crimes aggravated by the consequences. In these crimes, the will to participate can only be formed for the offense committed intentionally. It is possible to hold the accomplices who only have negligence towards this result subjectively responsible for the aggravated consequence. However, in order for this to be possible, the act causing the grave consequence must be within the scope of the will to participate and must meet the conditions of "objective-subjective typicality and illegality" stipulated in Article 40 on the rule of adherence. For the indirect perpetrator, there is no such condition except for the causal link for the vehicle person. If the indirect perpetrator has negligence towards the severe consequence, he/she will be held responsible for this.
Aggravated consequence Participation Accomplice Causality Crime aggravated by consequence
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ceza Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 83 Sayı: 1 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.