Günümüzde yüksek yapıların sayısı giderek artmaktadır. Bu yapıların
önemli bir bölümünün ise konumlandıkları yerleşik kent dokusuna aykırılıklar
içerdiği açıkça görülmektedir. Yüksek yapıların konumlandıkları
alana ve fonksiyonlarına bağlı olarak, bölgeye ağır bir trafik yükü getirmekle
beraber çevre yapıların güneşlenme ve rüzgâr alma düzenlerini değişime
uğratma olasılıkları da dikkate alınmalıdır. Bu derlemede, yüksek
yapıların avantaj ve dezavantajları tartışılmış, enerji kaynakları ve enerji
verimliliği dahilinde kentsel ve çevresel sürdürülebilirlik ile ilişkilerinin
incelenmesi amaçlanmıştır.
Nowadays, the number of high rise buildings is increasing. It is clear that
a significant portion of these structures contain anomalies to the settled urban
fabric. Depending on the location and functions of the high-rise buildings,
the possibility of altering the sunbathing and winding patterns of the
surrounding structures should be taken into account as well as bringing
the heavy traffic load to the area. In this study, it is aimed to examine the
advantages and disadvantages of high-rise buildings in the context of sustainability
and the relationship between high-rise buildings and urban and
environmental sustainability within energy resources and energy efficiency.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 15 Sayı: 58 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)