Bu derleme Türkiye denizlerinin biyolojik çeşitliliğini gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini göstermek, denizlerde koruma alanlarının gerekliliğini ortaya koymak için yapılmıştır. Denizel çeşitliliği tehdit eden birçok etken vardır. İnsan baskısı, iklim değişikliğiyle bağlantılı olan etkiler, kıyı ve deniz alanları ile sıkı sıkıya bağlı olan toplumları ve ekonomilerini etkilemektedir. Bazı ülkeler, bu etkileri azaltmak için çaba harcamış ve biyolojik çeşitliliğin korumasını sağlamak için Deniz ve Kıyı Koruma Alanları (DKKA) oluşturmuşlardır. Denizel zenginlikleri görmezden gelmek ve kısa vadeli çıkarlar için yok olmalarına izin vermek, bu konuda toplumu bilgilendirmeye yönelik adımlar atmamak, gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz büyük bir ekonomik potansiyeli yok etmektir. Türkiye denizleri biyolojik çeşitlilik bakımından zengin olmasına karşın, bu zenginliğin kaydını oluşturmak için daha fazla çalışma yapılmalıdır. Deniz alanlarının aşırı kullanımı neticesinde bu alanlar bozulmuş ve ekosistemi yok olma tehdidi ile karşı karşıya bırakmıştır. Bu bozulma kıyı ve deniz alanlarının biyolojik çeşitliliğini ve verimliliğini yok ederek, bu alanlarda geri dönüşü mümkün olmayan zararlar bırakmaktadır. Bu olumsuz durumlardan deniz ekosistemini korumak için denizel biyolojik çeşitliliğin fazla olduğu yerlerde kontrollü alanlar oluşturulmalıdır. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, Deniz Koruma Alanları (DKA) statüsüne sahip koruma alanı yoktur. Bu derlemede konuyla ilgili çalışmalar ve mevcut öneriler ele alınacaktır.
This review was carried out to reveal the necessity of protected areas in the seas and to show that the biological diversity of the Turkish seas should be transferred to future generations. There are many factors that threaten marine diversity. Human pressures, impacts associated with climate change, affect coastal and marine areas and their societies and economies, which are closely intertwined. Some countries have made efforts to reduce these impacts and have created Marine and Coastal Protected Areas (MCPAs) to ensure biodiversity conservation. Ignoring marine diversity and allowing them to disappear for short-term interests, not taking steps to inform the public about this issue, destroys a great economic potential that we can leave to future generations. Although Turkish seas are rich in biodiversity, more work needs to be done to establish a record of this richness. As a result of the excessive use of marine areas, these habitats have been degraded and the ecosystem has been threatened with extinction. This degradation destroys the biodiversity and productivity of coastal and marine habitats, leaving irreversible damages in these areas. In order to protect the marine ecosystem from these adverse conditions, controlled zones should be established in places where marine biodiversity is high. Although Turkey is surrounded by seas on three sides, there are no protected areas with an MPA (Marine Protected Area) status. In this review, related studies and current recommendations will be discussed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hidrobiyoloji |
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 20 Sayı: 2 |