Elektronik
ortamda bulunan bilgi varlıklarındaki çeşitliliğinin artışına bağlı olarak veri
depolama ortamlarına yönelik güvenlik endişelerinin artması ve bilgi yönetimi
için kullanılan bilişim teknolojilerinin hedef haline gelmesi, günümüzde bilgi
güvenliğinin sağlanması konusuna daha geniş bir çerçevede ve sistematik olarak
bakmayı zorunlu hale getirmektedir. Özellikle kişisel verilerin korunması
konusu hukuksal yönleriyle değerlendirildiğinde, bilginin gizliliğinin
korunmasından farklı olarak daha etkin ve kapsamlı koruma önlemlerinin
alınmasını gerektirmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, hukuksal
düzenlemelerin bazen dikkate alınmadığını,
Türkiye’de bilgi güvenliğinin sağlanmasına yönelik önlemlerin, kişisel hak ve
özgürlüğün korunmasına ilişkin risklerin
artmasına neden olduğunu göstermektedir.
Bilgi
saklama/depolama ve arşiv işlemlerinin “ayıklama” yerine bilginin elektronik
ortamda doğuşu ile başlaması, klasik bilgi güvenliği anlayışındaki değişimi ve
farklı disiplinlerin de bu konuya neden dâhil olması gerektiğini
açıklamaktadır. Bilginin işlendiği/üretildiği andan imha edildiği ana kadar
olan süreçte yer alan tüm aktörlerin, bilgi güvenliğinin sağlanması konusunda
sorumlulukları bulunmaktadır. Çalışmada, kişisel verilerin korunması
çerçevesinde bilgi güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak uygulamada yapılan
yanlışlar ve bu konudaki sorumluluklara değinilerek, teknik ve hukuksal açıdan
ne gibi risklerle karşı karşıya olunduğuna dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.
Uygulamadaki risklerin değerlendirilmesi ve daha geniş çerçevede
sorumlulukların belirlenmesi ile birlikte, bilginin gizliliğinin ve kişisel
hakların aynı anda korunması mümkün olabilecektir.
Bölüm | Hakemli Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 11 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 18-19 |