Generation Z those born after 1995 account for the vast majority of students currently studying at Turkish universities, including Information and Records Management departments. This generation has always been familiar with the internet, social media and mobile technology, and is probably the most technologically savvy generation to date. The last decade has witnessed an increase in the number of Information and Records Management departments opening up at Turkish universities, and generally speaking, curricula aims to equip students with the skills necessary to enter the archival or information management profession in the digital age. This article examines whether the education students receive in terms of electronic information management and recordkeeping equips them to work with born-digital records in an archival context. The following character archetypes will be used throughout the talk to analyse the issues faced by students upon entering the archival profession in the digital age: students are protagonists, who are responsible for shaping their own professional destinies but face obstacles along the way; they can also act as advocates for change but this is dependent on their own personal development. Mentors are universities and academics, who support the intellectual development of students, the Sage represents knowledgeable government agencies who offer advice and guidance on archival practice (primarily archives), and the Trickster represents the fluidity and flux of the field of information management and recordkeeping- sometimes luring the student (protagonist) into a false sense of security in the digital age. This false sense of security stems from the fact that electronic records and archival management poses risks and challenges that didn’t exist in the paper world, such as the long-term preservation of born-digital records. Upon graduation students in Turkey will enter a profession that requires the innovative re-thinking of current practices.
1995'ten sonra doğan Z kuşağı, Bilgi ve Belge Yönetimi bölümleri de dahil olmak üzere Türkiye’deki üniversitelerde okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu kuşak İnternet, sosyal medya ve mobil teknolojiye aşinadır ve muhtemelen bugüne kadar teknolojik anlamda en bilgili nesildir. Son on yılda, Türkiye’deki üniversitelerde açılan Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin sayısında bir artış görülmektedir ve müfredatlar öğrencileri dijital çağda arşiv veya bilgi yönetimi mesleklerindeki gerekli becerilerle donatmayı amaçlamaktadır.Bu çalışma, elektronik bilgi ve belge yönetimi eğitiminin mezun öğrencilerin ileride doğuştan dijital belgelerle çalışmak için yeterli olup olmadığını açıklayacaktır. Konuşma boyunca, farklı rol modelleri ele alınacaktır; öğrenciler, kendi profesyonel kaderlerini şekillendirmekten sorumlu olan ancak yol boyunca engellerle karşılaşan Ana Karakterlerdir; değişimin savunucusu olarak da hareket edebilirler, ancak bu kendi kişisel gelişimlerine bağlıdır. Mentorlar, öğrencilerin entelektüel gelişimini destekleyen üniversiteler ve akademisyenlerdir. Bilge, arşiv uygulamaları hakkında yol gösteren kamu kurumları temsil eder (başta olmak üzere arşivler). Hilekar ise bilgi ve belge yönetimi alanının akışkanlığını ve değişkenliğini temsil eder – kimi zaman hilekar, öğrenciye (ana karakteri), dijital çağda, sahte bir öz güven duygusu hissettirir. Bu sahte öz güven duygusu, elektronik belge ve arşiv yönetimlerinin, dijital belgelerin uzun süreli korunması gibi, fiziksel belgelerin dünyasında var olmayan risklerinden ve zorluklarından kaynaklanmaktadır. Mezunlar halihazırda kullanılan uygulamalarının girişimci bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiren bir mesleğe adımlarını atacaklardır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kütüphane ve Bilgi Çalışmaları |
Bölüm | Hakemli Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 1 |