Ibn Khaldûn was an alfaquin who
came from an elite family and was raised by
taking lessons from the most important scholars
of his time. Moreover, he reached the
competence of the office of qadi with a
multifaceted education including mental
sciences such as philosophy and logic as well as
various religious sciences such as the Qur'an,
hadith, fiqh, fiqh procedure and kalam. As a
result of these sciences, he has produced
original works by both applying and observing
the professions he has acquired, and in this
sense, he is one of the high personalities of the
Islamic world. In his work called the
Muqaddimah, he introduced various
professionals of the period he lived in and
described their tasks and he also frequently
discussed about qadis and alfaquis; he reveals
his critics from various aspects including the
problems of professional ethics. In this study,
the errors he identified in the conduct of the
cases in the context of the relationship between
the judiciary and politics from the work of
Muqaddimah is emphasized primarily, then his
thoughts on the problems of judicial ethics
regarding the qadis and faqihs are emphasized,
and the ethical reasons and the interpretations
of the institution of Qadi are focused finally.
Since he himself has been a qadi six times and
has died as a head of the Maliki sect, his ideas
are also analyzed from his biography in which
he describes his experience as a qadi. Thus, it is
revealed that the thinking system of Ibn
Khaldûn which was assumed by the researchers
of Ibn Khaldûn was not centered on ethical
concerns; the most fundamental ethical
concern in the field of law as an alternative
approach to claims that it constructs politics
and law "based on power".
The Qadi Jurisprudence Justice Ethics Fiqh Philosophy and Sociology of Law
İbn Haldun, seçkin bir aileden gelen ve
zamanının en önemli alimlerinden ders alarak
yetiştirilmiş bir fakihdir. Üstelik kur’an, hadis,
fıkıh, fıkıh usulü ve kelam gibi çeşitli dini
ilimlerin yanında felsefe ve mantık gibi aklî
ilimler dahil çok yönlü bir eğitim ile kadılık
makamının yetkinliğine ulaşmıştır. Bu ilimler
neticesinde edindiği meslekleri hem
uygulayarak hem de gözlemleyerek özgün
eserler ortaya koymuş, bu anlamda İslam
dünyasının yüksek şahsiyetlerinden biridir.
Mukaddime adlı eserinde, yaşadığı dönemin
çeşitli meslek erbaplarını tanıtıp görevlerini
anlatırken, kadı ve fakihleri de sıklıkla konu
edinir; meslek etiği problemleri dahil olmak
üzere çeşitli yönlerden eleştirilerini ortaya
koyar. Bu çalışmada öncelikli olarak
Mukaddime eserinden, yargı ve siyaset ilişkisi
bağlamında davaların yürütülmesinde tespit
ettiği hatalar, daha sonra kadılar ve fakihlere
dair yargı etiği sorunlarını ortaya koyduğu
düşünceleri vurgulanmakta, son olarak etik
gerekçeleri ile kadılık müessesesine dair
yorumlarına odaklanılmaktadır. Kendisi de altı
kez kadılık makamına gelmiş ve Maliki
mezhebinin başkadısı olarak vefat etmiş olması
nedeni ile kadılık tecrübesini anlattığı
biyografisinden de fikirleri analiz edilmektedir.
Böylece kimi İbn Haldun araştırmacıları
tarafından varsayılan İbn Haldun’un düşünce
sisteminin merkezinde etik kaygısının olmadığı;
siyaset ve hukuku “güç temelli” olarak inşa
ettiğine dair iddialara alternatif bir yaklaşım
olarak, bu yazıda hukuk alanındaki en temel
etik kaygısı açığa çıkarılmaktadır.
Kadılık Fakihlik Adalet Etiği Fıkıh Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 70 |