Türk hukuk tarihinde uluslararası antlaşmalar, içinde bulunulan dönemlerin siyasi, ekonomik ve toplumsal şartlarından etkilenerek, değişik gelişim aşamalarından geçmiştir. Osmanlı döneminde birbirinden farklı özellikler arz eden metinler, devletin yıkılış sürecine gelindiğinde hukuki sonuçlar açısından da birbirinden ayrışmış; ancak XIX. ve XX. yüzyılda teknik, kültürel ve ekonomik alanlarda ortaya çıkan yenilikler konusundaki uluslararası antlaşmaların yakından takibi ihmal edilmemiştir. Dolayısıyla Osmanlı Devleti, yüzlerce yıllık kapitülasyon rejiminin yanında, modern uluslararası ilişkilerin doğurduğu çok taraflı antlaşmalar sisteminin de içinde yer almıştır. Millî Mücadele döneminin ardından, yeni kurulmakta olan devletin uluslararası hukuktaki dayanağını teşkil eden Lozan Antlaşması’yla kapitülasyonlar kaldırılmış; Osmanlı döneminde yürürlüğe giren ya da görüşmelerine katılım sağlanan uluslararası antlaşmalar hakkında da çeşitli hükümler getirmiştir. Bu durum, Lozan Antlaşması’nı halefiyet ve devamlılık tartışmalarının da merkezine oturtmuştur. Zira Lozan Antlaşması’nın Osmanlı döneminde onaylanan ya da sadece görüşmelerine katılım sağlanan uluslararası antlaşmalar konusundaki hükümleri, uluslararası antlaşmalar konusunda Cumhuriyet döneminde izlenecek politikanın ilk aşamasını oluşturmuş; konuyla ilgili gerek hukuk tarihi, gerek uluslararası hukuk literatüründe boşluk bulunması da, çalışmayı özgün kılmıştır. Sonuçta uluslararası antlaşmalar alanında da her açıdan tam bağımsızlık, eşitlik ve karşılıklılık esaslarına dayanılarak, Ulu Önder Atatürk’ün çağdaşlaşma hedefi izlenmiştir.
Türk hukuk tarihi uluslararası hukuk uluslararası antlaşmalar Lozan Antlaşması.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | CUMHURİYETE DOĞRU HUKUKUMUZDA GELİŞMELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 71 |