The research is concluded as a result of a long-term fieldwork and analytical investigation in the framework of Poststructuralism on the issue of anti-Islamic demonstrations in Daegu where is the fourth metropolitan city of South Korea. The Daegu Mosque, is in the surrounding area of the Kyungpook National University, builds by the university students. The attempt of university students resulted in the production of anti-Muslim mechanism that would encourages anti-Islamism in the country. It is understood that the ‘Daegu Mosque Opponents Community (DMOC)’, which was formed under the leadership of the Presbyterian Church, is trying to spread anti-Islamism to the social sphere in the South Korea. Their efforts are aim at normalizing anti-Islamism in the public sphere on the increasing number of foreign Muslims. The silence of the two hundred thousand foreign Muslims living in the country in the face of the issue stems from the inadequacy of their legal residence status and the lack of umbrella organizations to represent Islam in the country. The church-based anti-Islamic community has caught a momentum to act as a dominant social force in the country's internal politics. Their effort is not only to demonize the Muslim identity but is also carried out anti-Islamic sentiment through the media outlet. They achieve to maintain foreign Muslim as an internal security threat by organizing systematic demonstrations in the surrounding of Mosques construction sides. Although the population is not predominantly made up of Christians, the DMOC has found the opportunity to launch an all-out attack on the sanctities of Islam and Muslim identity in the public sphere by acting as if South Korea is a Christian country. Despite being a signatory to international human rights conventions and declarations, Republic of Korean government become silence against the increasing number of hate-speech of anti-Mosque demonstrators. Poststructuralism theory in international relations connects with the DMOC through three main concepts. These are; the perspectives formed between foreign policy and identity, between knowledge and power, and between representation and interpretation. The efforts of the DMOC, which seems to have a political agenda according to the Poststructuralist understanding, to normalize the securitizes the issues of Mosques buildings and normalizes anti-Islamism, which provide an opportunity to apply the Poststructuralist approach in this research. In the first section, the research seeks to investigate philosophical foundation of the post-structuralist theory and its adaptation to the theory of international relations. The author provides deep analytical information about Daegu Mosque demonstration in the framework of anti-Islamism.
Anti-Islamism Daegu Mosque Multiculturalism Securitisation Minority Muslims
There was no harm given to anyone during the research process.
I am very thankful Prof.Dr. Hee Soo Lee for his kindly support of my research.
Uzun süren saha çalışmasına dayanan bu araştırma Güney Kore’nin dördüncü metropol şehri olan Daegu’de gerçekleşen İslam karşıtı gösterilerin Postyapısalcı bir bakış açısı ile incelenmesinden oluşmaktadır. Kyungpook Ulusal Üniversitesi öğrencilerinin inşa etmeye çalıştığı Daegu Camii, ülkede İslam karşıtlığı besleyecek bir mekanizmanın üretilmesiyle sonuçlanmıştır. Presbiteryen Kilisesi önderliğinde oluşturulan ‘Daegu Camii Karşıtları Topluluğu (DCKT)’nun, İslam karşıtlığını toplumsal alana yayma ve toplum nezdinde İslam karşıtlığını normalleştirme çabasında olduğu anlaşılmıştır. Ülkede yaşayan iki yüz bin yabancı Müslümanın mesele karşısında sessizliği, yasal statülerinin ve İslam’ı temsil edecek çatı kuruluşlarının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Bahsi geçen kilise kaynaklı topluluk, baskın bir güç olarak ülke siyasetinde hareket kabiliyeti kazanmıştır. Müslüman kimliğinin şeytanlaştırılması çabaları, sadece medya üzerinden yürütülmemekte aynı zamanda sistematik bir şekilde gösteriler yaptırılarak konu gündemde tutulmaktadır. Ağırlıklı nüfus Hristiyanlardan oluşmadığı halde DCKT, sanki Güney Kore Hristiyan ülkesi imiş gibi hareket ederek, öğrenciler nezdinde İslam’ın kutsallarına ve Müslüman kimliğine karşı topyekûn bir saldırı yapma imkânı bulmuştur. Kore Cumhuriyeti, uluslararası insan hakları sözleşmelerine imza atmış olmasına rağmen iç hukukunda temel insan hakkı olan ibadet özgürlüğünü ihlal eden DCKT karşı sessiz kalmak suretiyle ülkede nefret söyleminin artmasına kapı aralamaktadır. Uluslararası ilişkilerde Postyapısalcılık kuramı, üç ana kavram üzerinden Daegu Camii karşıtı göstericiler ile bağ kurar. Bunlar; dış politika ile kimlik arasında, bilgi ve güç arasında, temsil ve yorum arasında oluşan bakış açılarıdır. Postyapısalcı anlayışa göre siyaset dışı gibi görünen DCKT güvenlikleştirme ve İslam karşıtlığını normalleştirme çabaları, çalışmada Postyapısalcı yaklaşıma uygulama imkânı sağlamıştır. Çalışmanın birinci kısmında Postyapısalcı teorinin felsefi kökenleri ve uluslararası uygulaması denenecektir. Daegu Camii gösterileri ise İslam karşıtlığını esas alarak detaylı bir analize tabi tutmaktadır.
İslam Karşıtlığı Daegu Camii Çok kültürlülük Güvenlikleştirme Azınlık Müslümanları
Araştırma kapsamında her hangi bir etik ihlali olmamıştır.
Araştırma sırasında desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Hee Soo Lee'ye teşekkürlerimi arz ederim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uzakdoğu Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 1 |
ADAM AKADEMİ'de yayınlanan tüm makaleler Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu lisans; yayınlanan tüm makaleleri, veri setlerini, grafik ve ekleri kaynak göstermek şartıyla veri madenciliği uygulamalarında, arama motorlarında, web sitelerinde, bloglarda ve diğer tüm platformlarda çoğaltma, paylaşma ve yayma hakkı tanır. Açık erişim disiplinler arası iletişimi kolaylaştıran, farklı disiplinlerin birbirleriyle çalışabilmesini teşvik eden bir yaklaşımdır.
ADAM AKADEMİ bu doğrultuda makalelerine daha çok erişim ve daha şeffaf bir değerlendirme süreci sunarak kendi alanına katma değer sağlamaktadır.