ÖZ
Bu çalışma mandibular premolar bölgeye ototransplantasyonun başarı oranını, avantajlarını ve başarıyı etkileyen faktörleri ve bununla birlikte olası komplikasyonları sunmayı amaçlamaktadır.
Ototransplantasyon, bir kişiden uygun bir gömülü, yarı sürmüş veya sürmüş dişin çekilmesini ve ardından aynı kişinin diş kaybı olan bölgelerine cerrahi olarak transplantasyonu içerir. Bu prosedürün başarısı uygun vakaların dikkatli seçimine bağlı olduğundan, özellikle genç hastalarda diş kaybının giderilmesinde önemlidir.
Ototransplantasyon endikasyonları; tedavi edilemeyen dişler, periodontal hastalıklar, kök kırıkları, diş agenezisi, travmaya bağlı erken diş kayıpları, gömülü veya ektopik dişler gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan erken diş kayıplarıdır. Ototransplantasyonun başarısını değerlendirmenin birincil kriterleri, inflamatuar pulpal değişiklikler veya kök rezorpsiyonu olmaksızın normal periapikal iyileşmeyi ve sürekli kök gelişimini içerir.
Bu vakada ototransplantasyon yapılacak dişe kök kanal tedavinin ardından kökün rezorpsiyonunu önlemek için kanal tamamen MTA ile dolduruldu. Daha sonra belirlenen alana transplante edilip sabitlendirildi. Tedavi tamamlandıktan sonra hasta periyodik kontrollere çağrıldı.
Ototransplantasyon sınırlı pratik uygulamalarına rağmen maliyet etkinliği, göreceli basitliği ve tatmin edici estetik ve fonksiyonel sonuçlar sağlaması nedeniyle implant ve protetik tedavilere geçerli bir alternatif olarak sunulmaktadır. Ayrıca alveol kemiğinin kalitesini ve miktarını korur.
Bu çalışmada hastanın 5 yıllık takibinde, nakledilen dişte başarısızlığa işaret eden herhangi bir kritere rastlanmadı.
Anahtar Sözcükler: ektopik dişler, kök rezorpsiyonu, ototransplantasyon
ABSTRACT
This study aims to present the success rate, advantages, and factors influencing the success, along with potential complications associated with autotransplantation to the mandibular premolar region.
Autotransplantation involves the extraction of a suitable impacted, semi-erupted, or erupted tooth from an individual, followed by surgical transplantation into areas of tooth loss within the same individual. This procedure is particularly significant in addressing tooth loss, especially among young patients, with its success dependent on the careful selection of appropriate cases.
Indications for autotransplantation include premature tooth loss resulting from various causes such as irreparable teeth, periodontal diseases, root fractures, dental agenesis, early tooth loss due to trauma, and impacted or ectopic teeth. The primary criteria for evaluating the success of autotransplantation involve normal periapical healing and sustained root development, without inflammatory pulpal changes or root resorption.
The tooth designated for autotransplantation underwent initial treatment with a root canal, followed by complete filling with MTA to prevent root resorption. Subsequently, it was positioned and secured in the designated transplant area. The patient was called for periodic check-ups after the treatment was completed.
Despite its limited practical applications, autotransplantation serves as a valid alternative to implant and prosthetic treatments due to its cost-effectiveness, relative simplicity, and ability to provide satisfactory aesthetics and functional results. Additionally, it preserves the quality and quantity of alveolar bone.
In this study a 5-year follow-up of the patient revealed no criteria indicating failure in the transplanted tooth.
Keywords: Autotransplantation, ectopic teeth, root resorption
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Endodonti |
Bölüm | Olgu Sunumları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 3 |
Başlangıç: 2022
Yayın Aralığı: Yılda 3 sayı
Yayıncı: Akdeniz Üniversitesi