OBJECTİVE: It is stated by high judicial authorities that burden of proof for the interventions of doctors on their patients is on doctors. Patients have the right to refuse treatment. Amniocentesis is recommended in patients with high-risk double-triple test results. A signed-written confirmation is requested from patients according to their choice. This situation creates the unusual situation of obtaining consent for a diagnostic test that doctors will not do. In this study, it is aimed to discuss the forensic medical approaches that should be followed when an opinion is requested in terms of disability in cases where no fault is attributed to the doctors or evaluation isn’t made.
METHODS: In the study, cases who underwent down syndrome surgery and whose disability status was questioned between 01/01/2019-30/06/2022 at the Council of Forensic Medicine, 2nd Specialization Board were studied retrospectively.
RESULTS: 23 cases were included in study, and 39% of cases are in the first 6 months of 2022. The mean age is 5.92±2.4; 10 cases had a double test and 8 cases had triple test, and no amniocentesis was performed in any case. Evaluation was made in terms of defect in 16 cases, and the doctor was found to be faulty in 1 case. It has been observed that cases have increased rapidly in recent years and disability assessment is requested without malpractice. Making a disability assessment for medical practice errors without establishing a causal link to doctor's action causes the resulting harm to be attributed to personnel.
CONCLUSION; Doctors should pay attention to the obligation of informing the patient about the approval and rejection of the tests requested during pregnancy. Before the evaluation in terms of disability, it should be examined if there is a malpractice.
AMAÇ: Yüksek yargı makamlarınca hekimlerin hastalarına yapacağı girişimler için ispat yükünün hekimlerin üzerinde olduğu belirtilmektedir. Yine tıbbi uygulamalarda hastaların tedaviyi reddetme hakkı bulunmaktadır. İkili-üçlü test sonuçları yüksek riskli gelen hastalarda amniosentez önerilmesi ve hastanın tercihi doğrultusunda imzalı-yazılı teyidi istenmektedir. Bu durum, hekimlerin yapmayacağı bir tanı testi için onam alması gibi olağandışı bir durumu doğurmaktadır. Bu çalışmada hekime kusur atfedilmeyen ya da değerlendirme yapılmayan down sendromlu olgularda maluliyet yönünden görüş istenildiğinde izlenmesi gereken adli tıbbi yaklaşımların tartışılması amaçlanmıştır.
YÖNTEM: Çalışmada Adli Tıp Kurumu, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda 01/01/2019-30/06/2022 tarihleri arasında down sendromu tespiti yapılan ve maluliyet durumu sorgulanan olgular retrospektif olarak incelenmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya 23 olgu dahil edilmiş olup, olguların %39’u 2022’nin ilk 6 ayındadır. Yaş ortalaması 5,92±2,4’tür. 10 olguda ikili, 8 olguda üçlü test tetkikinin mevcut olduğu, hiçbir olguda amniosentez yapılmadığı görülmüştür. 16 olguda kusur yönünden değerlendirme yapılmış, 1 olguda hekim kusurlu bulunmuştur. Olguların 10 tanesine Engellilik, 17 tanesinde Maluliyet yönetmeliğinden rapor verilmiştir. Olguların son yıllarda hızla arttığı ve tıbbi uygulama hatası mevcut olmadan maluliyet değerlendirmesi istenildiği görülmüştür. Tıbbi uygulama hatalarına yönelik, hekimin eylemine yönelik nedensellik bağı kurulmadan maluliyet değerlendirmesi yapılması, ortaya çıkan zararın sağlık personeline mal edilmesi gibi bir duruma sebebiyet vermektedir.
SONUÇ: Gebelik takipleri sırasında rutin uygulanan tetkiklerin yasal düzleme oturtulması, yüksek riskli olsun/olmasın amniosentez vb. ileri tetkiklerin istenmesi, uygulanması ve reddedilmesi hususunda hekimlerin hastayı aydınlatma yükümlülüğüne dikkat etmeleri gerekmektedir. Tıbbi uygulama hatası yönünden karara varıldıktan sonra maluliyet yönünden değerlendirme yapılmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Adli Tıp |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2023 |
Gönderilme Tarihi | 2 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 37 Sayı: 1 |