Tarihöncesi çağlardan günümüze, toplumsal rolü farklılıklar gösteren kadınların 35-40 binyıl öncesinden itibaren kutsal olarak kabul edilmeye başlandığı arkeolojik buluntular aracılığı ile doğrulanabilmektedir. Söz konusu Paleolitik Çağ’dan başlayan ve doğurganlık ile ilişkilendirilen kadının kutsal yönü, özellikle Anadolu toplumları açısından süreklilik arz etmiştir. Neolitik Çağ içerisinde, Çatalhöyük ve Höyücek gibi merkezler aracılığı ile net olarak takip edilebilen inanç sistemi “ana tanrıça” formuna bürünmüş ve tanrıça, doğuran, üreten, bereket saçan ve koruyuculuk gibi yönleri ile tapınım görmüştür. Anadolu ve Önasya’da, binlerce yıl boyunca güçlü bir şekilde yaşam sürmüş olan “ana tanrıça” inancı, belki de aynı şekilde güçlü kadın yöneticilerin ortaya çıkmasında ana sebeplerden biri olmuştur. Öyle ki kadına duyulan saygı, onu yönetici olarak ötekileştirmeden kabulleniş sürecinin ön dayanaklarından biri olmuş olmalıdır. Çalışma içerisinde, günümüzde çeşitli sebeplerle yönetimsel noktalarda görev almakta zorlanan kadınların binlerce yıl önce Anadolu ve yakın çevresinde yer alan coğrafyalardaki güçlü rolü, seçilmiş örnekler aracılığı ile açıklanmaya çalışılmıştır. İÖ 24. yy’dan, İÖ 9.yy’a Önasya’nın farklı toplumlarında kimi zaman fiili, kimi zaman ise gayri resmi olarak etkin yönetici olan Zugalum, Šibtu, Hatşepsut, Puduhepa ve Sammuramat çalışma içerisinde değerlendireceğimiz kadın yöneticiler olacaktır. Ebla, Mari, Mısır, Hitit ve Asur toplumlarında yönetici olarak görev almış olan bu isimler, tarihin bilinen erken kadın yöneticileri arasında önemli noktalarda yer almaktadırlar. Bu isimlerin dışında yazılı kaynaklar ve arkeolojik çalışmalar yukarıda değindiğimiz tarih aralığı ve sonrasında da pek çok kadın yöneticinin varlığını bildirmektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |
Adnan Menderes University Institute of Social Sciences Journal’s main purpose is to contribute to the social sciences at national and international level, to create a respected academic ground where scientists working in dis field can share the unique and remarkable works.