Kafkasya’dan Türk ordusunun çekilmesinden sonra zor durumda kalan Türk milleti vatanlarını savunmak için milis teşkilatı esasına dayanan siyasi örgütler oluşturmaya başladılar. Olayları dikkatli bir şekilde takip eden Mustafa Kemal Paşa Samsun’da bulunduğu sırada Ermenilerin Doğu Anadolu ve Kafkasya’da yaptıkları mezalim ve bölgenin mukadderatı üzerindeki kaygılarını Paris’te toplanan Barış Konferansına katılan müttefiklere, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve tarafsız ülke temsilcilerine birer nota ile bildirdi. Ermeni Hükümeti, 28 Mayıs 1919’da, Doğu Anadolu’nun Ermenistan sınırları içine ilhak edileceğini resmen açıkladı. Bu gelişmeler üzerine Türk Genelkurmay Başkanlığı masum Türk insanını Ermeni taarruzlarından korumak, Türk ordusunun en birinci müdafaa görevi olduğunu açıkladı. Ancak bölgede olaylara müdahale edecek elde yeterli derecede ordu yoktu ve oluşturulan milli kuvvetler de İngilizler tarafından dağıtılmıştı. Kafkasya dâhilinde Ermenilerin Türklere karşı zulüm ve baskılarını iyice artırmaları ve bu taarruzların sınıra kadar dayanmış olması, hatta Ermeni topçularının da faaliyete geçmiş olması olayları içinden çıkılmaz bir hale sokmuştu. Temmuz ayı başında Kars ve Sarıkamış bölgesinden alınan istihbarata göre, Ermenilerin bölgede ileri gelen Türkleri ve özellikle gençleri toplayarak bazılarını hapsettiklerini ve bazılarını da öldürdüler. Ermeniler tarafından Türklere uygulanan mezalim ve katliam 1920 Ekim ayında Türk ordusunun ileri harekâtına kadar devam etti.
Çalışmamız etik beyan gerektirmemektedir.
After the withdrawal of the Turkish army from the Caucasus, the Turkish people, who were in a difficult situation, started to form political organisations based on militia organisation in order to defend their homeland. Following the events carefully, Mustafa Kemal Pasha informed the allies, the United States and representatives of neutral countries participating in the Paris Peace Conference of his concerns about the atrocities committed by Armenians in Eastern Anatolia and the Caucasus and the fate of the region with a note while he was in Samsun. On May 28, 1919, the Armenian Government officially announced that Eastern Anatolia would be annexed into the borders of Armenia. In response to these developments, the Turkish General Staff declared that the protection of innocent Turkish people from Armenian attacks was the primary defence duty of the Turkish army. However, their was not enough army in the region to intervene in the events, and the national forces created had also been disbanded by the British. In the Caucasus, the Armenians had increased their persecution and oppression against the Turks and these attacks had reached to the border, and even the Armenian artillery had started to operate, which made the events inextricable. According to intelligence received in Kars and Sarıkamış in early July, Armenians rounded up prominent Turks, especially young people, imprisoned some of them and killed others. The cruelty and massacre inflicted on the Turks by the Armenians continued until the forward operation of the Turkish army in October 1920.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 |
Adnan Menderes University Institute of Social Sciences Journal’s main purpose is to contribute to the social sciences at national and international level, to create a respected academic ground where scientists working in dis field can share the unique and remarkable works.