Türkiye’de İslami bankacılık modeli katılım bankaları adı altında yürütülmektedir. Faiz ve faiz içeren işlemlerin yasaklanmış olduğu İslami bankacılık sisteminde gerçekleştirilen finansal faaliyetlerin tümü İslami esaslar çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. İslami finans kaynağını İslam hukukundan, İslam hukuku da Kuran-i Kerim ve sünnetten almaktadır. Başta faiz hassasiyeti olmak üzere ekonomik, dini ve sosyal nedenlerle geleneksel finans piyasalarında tasarruflarını kullanmak istemeyen yatırımcıların ellerindeki fonların âtıl kalmasının, katılım bankalarının ortaya çıkmasında önemli bir etken olduğu söylenebilir. Katılım bankacılığının özü faiz yerine kar ve zarara katılım esasına dayanmaktadır. Katılım bankaları, tasarruf sahibinden topladıkları fonları İslami ilkeler çerçevesinde üretim ve proje alanlarında kullanmaktadırlar. Böylece söz konusu fonların yatırıma dönüşmesi sağlanmaktadır. 31.07.2004 tarihinde Vergi Usul Kanunu’nun 204. maddesine yapılan değişiklikle özel finans kurumlarının banka olarak addolunacağı hükmü yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile özel finans kurumlarının finansal kiralama işlemleri dışındaki yapmış oldukları tüm işlemleri banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulmuş olup, bu işlemler katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Yapılan düzenlemelerden sonra katılım bankaları vergi mevzuatı açısından incelendiğinde gerek fon toplama ve gerekse de fon kullandırma faaliyetleri açısından gelir vergisi, kurumlar vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti ve/veya sorumluluğu bulunmakta olup geleneksel bankalar ile aynı hükümlere tabi olmuşlardır.
The Islamic banking model is carried out under the name of “participation banks” in Turkey. In the Islamic banking system, where both interest and all interest-based financial transactions are prohibited, all financial activities are carried out within the framework of Islamic principles. The Islamic finance system derives its sources from Islamic law on the one hand, and Islamic law also derives from the Qur'an and Sunnah on the other hand. Idle funds owned by investors who do not want to use their savings in traditional financial markets play an important role in the emergence of participation banks due to interest sensitivity, and economic, religious, and social reasons. The essence of participation banking is based on the principle of participation in profit and loss instead of interest. Participation banks use the funds collected from savers in production and project areas within the framework of Islamic principles, and thus these funds are transformed into investments. On 31.07.2004, Article 204 of the Tax Procedure Law was amended, and the provision that private financial institutions would be considered as a bank was rearranged. With this amendment, all transactions made by private financial institutions, except financial leasing transactions, were subject to banking and insurance transaction tax and exempt from value-added tax. After the changes in the law, when participation banks were analyzed in terms of tax legislation, they became subject to the same provisions as traditional banks in terms of both fundraising and fund allocation activities. Participation banks are currently liable and/or responsible for income tax, corporate tax, banking and insurance transaction tax, and value-added tax.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Makro İktisat (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |
Adnan Menderes University Institute of Social Sciences Journal’s main purpose is to contribute to the social sciences at national and international level, to create a respected academic ground where scientists working in dis field can share the unique and remarkable works.