The Mulūq al-tawāif period, spanning from (1031- 1090), represents a pivotal and complex era in the history of Al-Andalus. This period was marked by significant political fragmentation, leading to the rise of numerous small, independent kingdoms. It was also a time of profound cultural interaction and social change, with different ethnic and religious communities Muslims, Jews, and Christians coexisting and engaging in continuous exchanges. Within the Muslim population, a rich diversity existed, encompassing Arabs, Berbers, Los Muladies (indigenous converts to Islam), and Saqaliba (Slavic slaves). Arabs, who had established their dominance during the Umayyad period, continued to maintain their influence by preserving Arabic as the official language and upholding traditional social structures. The Berbers, who had arrived in several waves, added further complexity to the social fabric of the region. By the 11th century, Los Muladies became the most populous group among the Muslims. However, despite their numerical superiority, they were largely excluded from political power, with no Los Muladies rulers emerging during this time. The Mulūq al-tawāif period, thus, reflects the dynamic interplay of cultural diversity, social stratification, and political fragmentation in Al-Andalus.
Islamic History Al-Andalus Mulūq al-tawāif Arabs Berbers Los Muladies
Mülûkü't-tavâif dönemi, tarihsel açıdan zengin ve karmaşık bir dönemdir. Bu dönem, farklı etnik grupların ve kültürlerin bir araya geldiği, siyasî ve sosyal değişimlerin hüküm sürdüğü bir evreyi temsil eder. Bu araştırmada, Mülûkü't-tavâif dönemindeki sosyal yaşamın derinlemesine analizi amaçlanmaktadır. Mülûkü't-tavâif dönemi, 1031-1090 yılları arasını kapsamaktadır. Endülüs’te yaşanan siyasî parçalanma dönemini ifade eder. Bu dönemde, çeşitli bölgesel liderliklerin ortaya çıkmasıyla birlikte farklı etnik gruplar arasında etkileşim artmıştır. Endülüs’te uzun süre, Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar gibi farklı topluluklar bir arada yaşamış ve kültürel alışverişte bulunmuştur. Aynı zamanda, toplumsal sınıflar arasındaki ayrım da belirginleşmiş ve yeni liderlik yapıları ortaya çıkmıştır. Müslümanlar, genel nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmakta ve bu grup Araplar, Berberîler, Müvelledler, Sakâlibe gibi çeşitli unsurlardan oluşmaktadır. Emevîler devrinde, Araplar, devletin Arap geleneklerine dayanması, Arapçanın resmî dil ve kültür dili olması, ayrıca kabile yapılarının korunması sayesinde Endülüs toplumunun geleneksel yapısını koruyabilen tek unsurunu oluşturmakta ve bu durum XII. yüzyılda da devam etmektedir. Berberîler iki farklı gruba ayrılmaktadır. Fetih sırasında ve hemen sonrasında bölgeye yerleşen Berberîler, kendi dillerini unutarak kısmen Arapların içinde eriyerek asimile olmuşlardır. X. yüzyılın sonlarına doğru, orduyu yenilemek amacıyla getirilen Zîrîler, Birzâlîler, Hazrûnîler gibi yeni Berberîler ise bu süreci Mülûkü’t-tavâif döneminin ortalarından itibaren yaşamaya başladılar. Yerli halk arasında X. yüzyılda başlayan ihtidâlar, XI. yüzyılda devam etmiş ve bu süreçte Müvelledler, Müslüman nüfusun en kalabalık kesimi haline gelmiştir. Ancak, çoğunluk olmalarına rağmen, siyasî hayatın ve gelişmelerin tamamen dışında kaldılar; Mülûkü’t-tavâif döneminde, bir tek müvelled melik dahi bulunmaması bunu açıkça göstermiştir.
İslam Tarihi, Endülüs, Mülûkü’t-tavâif, Araplar, Berberîler, Müvelledler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi ve Medeniyeti |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 47 |