Introduction: There is a lack of clarity in the job descriptions of health workers
and the resulting excessive workload and uncertainty about tasks can lead to
stress. The stress of living in this situation is ignored, neglected and if
significant measures are not taken in time it can cause negative situations,
especially workaholism. Workaholism can be a positive or negative phenomenon. Some have argued
that workaholism is associated with a high level of stress; changes in behaviour, broken relationships with colleagues, tardiness,
prolonged complaints, and decreasing of performance are indications of
excessive work-related stress The aim of this study was to examine the
relationship between workaholism of health workers and work-related stress, and the associated stress significantly differed for the demographic
variables.
Method: This
study was carried out on 150 health workers at Şisli Hamidiye Etfal Research
and Training Public Hospital at University of Health Sciences, İstanbul-Turkey.
The research data were collected between 01 and 30
April 2016 by means of a survey prepared by the researchers, and validated
tests of stress (DASS) and Workaholism. T tests were used to assess stress and
workaholism differences related to gender, age, marital status and occupational
status.
Results: It
was concluded from the analyis that there was a meaningful relationship between
the levels of workaholism and stress. There is a positive relationship between
the level of stress and workaholism. Statistically significant differences were
found between male and female groups in terms of stress levels (p <0.05). Workaholism
was found to differ by occupational status.
Discussion: Consideration should be
given to the working conditions of hospital health care workers, providing the
most suitable working conditions and support to help them cope with their
workaholism and stress.
GİRİŞ: Sağlık çalışanlarının iş
tanımlarının belirsizliği nedeniyle ortaya çıkan aşırı iş yükü, çoğu kez uzun
süre çalışmalarını gerektirmektedir. Tüm bunların sonucunda uzayan mesai
saatleri ile çalışanlar kendilerine ve ailelerine yeterli zaman ayıramamakta ve
sonuç olarak işkoliklik ve stres davranışları ortaya çıkabilmektedir. Sağlık
kurumlarında verilen hizmetin gereği olarak dinamik yapısı, acil ve ertelenemez
oluşu, yapılan hatanın genellikle geriye dönüşünün olmaması, hizmet sunma ve
işin gerçekleştirilmesinin birbirine bağlı olması gibi nedenlerden dolayı,
sağlık çalışanları daha fazla işkoliklik ve stresle yüz yüze
kalabilmektedirler.
AMAÇ: Bu
çalışmanın amacı, sağlık çalışanları arasında işkoliklik ve stres arasındaki
ilişkileri; aynı zamanda işkoliklik ve stres düzeyinin cinsiyete, medeni
duruma, yaş gruplarına ve yönetici pozisyonunu gibi değişkenlerine göre anlamlı
olarak farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır.
YÖNTEM:
Çalışmanın evrenini, İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye
Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan 150 sağlık çalışanı
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak demografik bilgilere yönelik olarak
hazırlanan anket sorularının yanısıra, Akın ve diğerleri (2013) tarafından
geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan İşkoliklik Ölçeği ve DASÖ’nün (Depresyon Anksiyete Stres
Ölçeği) kullanılmıştır. Anket, sağlık
çalışanlarına 1-30 Nisan 2016 tarihleri arasında uygulanmıştır.
SONUÇ: Yapılan korelasyon analizinde,
sağlık çalışanlarının işkoliklik ve stres düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki
olduğu sonucuna varılmıştır (p<0,05 rho=,332). İşkoliklik açısından kadın ve
erkek sağlık çalışanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,05).
Diğer taraftan, kadın ile erkek sağlık çalışanları arasında, stres düzeyleri
açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmüştür (p<0,05). Buna
göre, kadınlar erkeklere göre daha stresli oldukları ortaya çıkmıştır.
Bilindiği gibi, sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır.
Sağlık hizmetlerinin kesintisiz olması, vardiyalı ve tatil/bayram günlerinde
çalışma özellikle kadın çalışanlar üzerinde önemli bir stres oluşturduğu ile
açıklanabilir. Öte yandan, kadınların annelik rolleri, ev sorumluluklarının da
çalışma hayatı içinde erkeklere göre daha fazla stres kaynağı olabilmektedir.
Yaş grupları arasında, stres düzeyleri bakımından istatistiksel açıdan anlamlı
farklılıklar bulunmamıştır (p>0,05). Hastanedeki yönetici olan ile
yöneticilik görevi olmayan sağlık çalışanları arasında işkoliklik açısından istatistiksel olarak anlamlı
farklılık bulunmuştur (p<0,05). Buna göre, hastanede yönetici pozisyonunda
olmayan çalışanların, yönetici pozisyonu olan sağlık çalışanlara göre daha
fazla işkolik olduğu ortaya çıkmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 2 |