According to the statements of Israeli authorities, other countries in the Middle East region have aggressive intentions towards Israel. For this reason, Israel has been implementing an assassination policy as part of its security policy in order to create deterrence against its enemies and rivals since 1948, when it declared its establishment. The main target of Israel's assassination policy has been the leaders of Palestinian resistance groups. Senior leaders of groups such as Hamas, Qassam Brigades, Palestine Liberation Organization, Islamic Jihad and Fatah are subject to assassinations organized by Israel. In this article, it is aimed to analyze the effect of the assassinations carried out by Israel on weakening or strengthening the Palestinian resistance. Due to the ongoing nature of Israel's assassination policy from past to present and the limited scope of the article, the process until the assassination of Ismail Haniye is examined. Through the assassinations of the leaders of the resistance groups that oppose Israel's expansionism and occupation in the Palestinian territories, it is desired to destroy the influence of the leaders on the resistance and to weaken the motivations and beliefs of their supporters. However, according to experiences, experts' opinions and research conducted by official authorities; Although assassinations have negative effects on organization, recruitment of fighters, and the chain of command in the short term, it is seen that the leaders who replace the killed leader after each assassination can revive the resistance more strongly. Therefore, it is understood that the assassinations do not provide any strategic benefit on the Palestinian resistance and do not have a deterrent effect in the long term.
İsrail makamlarının açıklamalarına göre, Ortadoğu bölgesindeki diğer ülkeler İsrail’e yönelik olarak saldırgan emeller içindedir. Bu nedenle İsrail, kuruluşunu ilan ettiği 1948 yılından bu yana, düşman ve rakiplerine karşı caydırıcılık oluşturmak amacıyla, güvenlik politikasının bir parçası olarak suikast politikası uygulamaktadır. İsrail’in suikast politikasının başlıca hedefi Filistinli direniş gruplarının liderleri olmuştur. Hamas, Kassam Tugayları, Filistin Kurtuluş Örgütü, İslami Cihad ve el-Fetih gibi yapıların üst düzey liderleri, İsrail’in suikastlerine maruz kalmışlardır. Bu makalede, İsrail tarafından Filistin direnişinin lider ve sembol isimlerine yönelik olarak düzenlenen suikastlerin, Filistin direnişini zayıflatan veya güçlendiren etkisinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. İsrail’in suikast politikasının geçmişten günümüze süregelen özelliği ve çalışmanın kapsamının sınırlı olması nedeniyle, İsmail Haniye suikastine kadar olan süreç incelenmiştir. Filistin topraklarında İsrail’in yayılmacılığına ve işgallerine karşı mücadele eden direniş yapılarının liderlerine düzenlenen suikastler aracılığıyla, bu isimlerin direniş üzerindeki etkilerinin ve nüfuzlarının yok edilmesi, destekçilerinin ise motivasyonlarının ve inançlarının zayıflaması arzulanmıştır. Ancak deneyimlere, uzmanların görüşlerine ve resmi makamlar tarafından yapılan araştırmalara göre; suikaslerin kısa vadede örgütlenme, savaşçı temini, emir-komuta zinciri üzerinde olumsuz etkileri bulunmakla birlikte, her suikastten sonra öldürülen liderin yerine gelen liderlerin direnişi yeniden daha güçlü şekilde canlandırabildikleri görülmektedir. Dolayısıyla, suikastlerin uzun vadede Filistin direnişi üzerinde stratejik bir fayda sağlamadığı ve caydırıcı bir etkisi olmadığı anlaşılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeniçağ Ortadoğu Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2025 |
Gönderilme Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Şubat 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 11 Sayı: Filistin Özel Sayısı |