Tasavvufta tarikatlar ve tekkeler irfanî geleneğin neşvünemâ bulmasında oldukça önemli yer tutmaktadır. Bir tarikatı temsil eden veya bir tekkenin başında bulunan şeyh efendi, müridleri irşad etme ve tasavvufî neşveyi yaygınlaştırma hususunda önemli vazifeler gerçekleştirmişlerdir. Tasavvufî faaliyetlerde düzen ve intizamın sağlanması ve bir iç disiplinin oluşturulması için irşad vazifesinde bulunan şeyhin, kendi istek ve arzusuna göre değil de birtakım prensiplere riayet etmesinin gerekliliği hasıl olmuştur. Bu sebeple icâzetnâme geleneği tesis edilmiştir. Bir çeşit senet mesabesinde olan bu icâzetnâmelerde şeyhin hangi hocalardan ilim tahsil ettiği, hangi eserleri okuduğu, hangi prensiplere göre hareket etmesi gerektiği ve tarikat silsilesi belirtilmiştir. Bu çalışmamızda icâzet geleneğine güzel bir örneklik teşkil eden Nakşî-Hâlidî şeyhi Ahmed b. Süleyman el-Ervâdî’nin, halifesi Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî’ye verdiği “el-’İkdü’l-ferîd fî uluvvi’l-esânîd” isimli icâzetnâmesini tanıtmaya çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |