Yeni bir din ve kutsal bir akîde olarak İslâm, Arap toplumunu, dönemin şartları içerisinde yüksek bir medeniyet seviyesine ulaştırmış, mukaddes bir kitap olarak Kur’ân, muhataplarının zihinlerinde, ferdî ve ictimâî hayatlarında köklü değişimler gerçekleştirmiştir. Hiç şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm, en önemli etkisini Arap dili üzerinde göstermiş, bu toplumun edebi hayatını yeni bir yöne sevk etmiştir. Son ilahi kitap olan Kur’ân-ı Kerîm’in dili olan Arapça, Kur’ân’ın nüzulü ile beraber yepyeni bir döneme girmiş, yeni kelime, ifade ve deyimlerle dil hazinesi iyice zenginleşmiş, daha önce sadece Arap yarımadasında konuşulan bul dil özellikle İslâm fetihleriyle beraber dünyanın birçok bölgesine yayılmıştır. Kur’ân lafızlarının manalarını tespit etmek, dil kurallarını belirlemek ve edebi sanatları ve incelikleri daha iyi anlamak maksadıyla lügat, sarf ve nahiv ve belâgat gibi ilim dalları ortaya çıkmış ayrıca ilahî vahyi en doğru şekilde anlama gayretleri neticesinde Kur’ân merkezli birçok ilim dalı doğmuş ve Arapça zamanla büyük bir kültür ve medeniyet dili olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 7 |