Dünyada akademik olarak Türk lehçeleri üzerine çalışmalar 18. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. Ancak bu dönemler Osmanlı İmparatorluğu’nun sıkıntılı dönemleridir. 1730’da İran’da yenilen Osmanlı Kerkük, Gence, Tiflis, Kırım gibi bölgeleri kaybetmiş ve iyice kendi içine dönmüştür. Muhakkak ki bu dönemde diğer Türk boylarıyla ilgilenmesi mümkün olamazdı. Buna rağmen az da olsa Türk lehçeleriyle ilgili yayınlar basılıyordu. I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan devlet arkasından Kurtuluş Savaşı da yapmak zorunda kalmıştı. Bütün bu sıkıntılı dönemde Orhun Abideleri bulunuyor ve çözülüyor, Kutadgu Bilig neşrediliyordu. 1923’te kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti kurumlarını oluşturduktan sonra soydaşlarının dil ve edebiyatlarıyla ilgilenmeye başlamıştır. 12 Kasım 1924 tarihinde İ.Ü. Edebiyat Fakültesine bağlı olarak Türkiyat Enstitüsü kurulmuştur. 1926 yılında Bakü’de yapılan Birinci Türkoloji Kurultayı’nda alınan Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türklerin Latin Alfabesi’ne geçmesi kararının ardından Ağustos 1928’de Türkiye’de de Latin Alfabesi’ne geçilmesi manidardır. Atatürk, dili zenginleştirmek ve millîleştirmek amacıyla 1932 yılında da Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni kurdurmuştur. Atatürk döneminde kurulan bu kurum başlangıçta, çağdaş lehçe araştırmalarına önemli bir adım sayılabilecek birkaç sözlüğü yayın alanına çıkarmıştı. 1935’te kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile çalışmaların ivmesi artmıştır. Bu makale Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’de Türk lehçeleri üzerindeki çalışmaları belirtmektedir. Türkiye’de Türk lehçeleri üzerindeki çalışmaların sadece künyelerini vermek bile bir kitap boyutunda olacağından, makalemizde ilk önemli çalışmalar ve önemli gördüğümüz kaynak çalışmalar belirtilmeye çalışılmıştır.
Academic studies on Turkish dialects in the world started in the second half of the 18th century. However, these periods are the troubled periods of the Ottoman Empire. After the Ottoman Empire was defeated in Iran in 1730, it lost regions such as Kirkuk, Ganja, Tbilisi, and Crimea and retired into its shell. Certainly, it would not have been possible for it to be interested in other Turkish tribes during this period. Despite this, there were publications on Turkish dialects, though few in number. The State, which was defeated in the First World War, had to wage the War of Independence after it. In all this troubled period, Orkhon Monuments were discovered and decoded, while Kutadgu Bilig was published. After the new Turkish Republic, established in 1923, developed its institutions, it began to get interested in the language and literature of his compatriots. On 12 November 1924, İ.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü was established under the Faculty of Letters. It is significant that after a decision was made at the First Turcology Congress held in Baku in 1926 that Turks living within the borders of the Soviet Union should switch to the Latin Alphabet, the Latin alphabet was also adopted in Turkey on August 1928. Atatürk founded the Türk Dil Kurumu in 1932 in order to enrich and nationalize the language. This institution, which was established during the period under Atatürk, initially published several dictionaries that could be considered an important step towards contemporary dialect research. With the Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi established in 1935, the studies were accelerated. This article refers to the studies on Turkish dialects in Turkey in the 100th Anniversary of the Republic. Since it would be equal to the size of a book to give only the identifiers of the studies on Turkish dialects in Turkey, the first important studies and the source studies that we consider important are included in our article.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (HEFAD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.