Öz
Memlûk mimarisi; günümüze kadar ulaşan örnekleriyle hem geçmişten zamanına taşıdığı unsurlarla zanaat
ile sanatı birleştirmiş hem de sultanlara ve memlûklere has bariz bir tarz oluşturmuştur. Memlûkler; Selçuklu, Zengî, Eyyûbîler ile hatta Semerkand ve Buhara’dan tevarüs ettiği mimari özellikleri kendi tarz ve zevkiyle birleştirmiş örnekleri günümüze kadar gelmiş eserler meydana getirmişlerdir. Bu mimari eserler dini, askeri, sivil ve iktisadi özellikler taşır. Memlûkler dönemindeki bu yapılaşma faaliyetinin bu binaları inşa edecek olan mimar ve mühendis gibi yapı ustalarını önemli bir konuma getirdiğinden şüphe yoktur. Bu cümleden olarak Sultan Berkûk’un imar faaliyetlerine alakası hem Mısır’da yeni bir dönemi başlatması hem de inşaatçı bir aile ile sıhrî bir bağının olması ile ilgili olabilir. Makaleye adını veren Çerkes el-Halilî’nin Berkûk dönemi yüksek rütbeli memlûk emirlerinden olup aynı zamanda memlûk kaynaklarında mimar ve mühendis olarak tasvir edilmesi, bazıları günümüze kadar gelmiş olan eserlerinden bahsedilmesi bu anlamda kendisini incelemeye değer kılmaktadır. Zira çocuk yaşta askerî eğitime tabi tutulan memlûklerin istidadınca görevlendirilmesine bakıldığında Çerkes el-Halilî’nin bu konuda yetkin oluşu memlûklerin birşekilde mimarlık ve mühendislik eğitimi almış olabileceklerini de bize düşündürmektedir. Memlûk kaynaklarında zâtı ile ilgili kısıtlı bilgiye rağmen Berkûk dönemini anlatan bahislerde kâfi miktarda bilgi vardır. Emir el-Halilî, kaynaklarda mimar, mühendis veya âddü’l-‘amâir olarak tanıtılmıştır. Hân el-Halilî, Medrese ez-Zahiriyye, Ravda adasındaki köprü gibi eserleri günümüze kadar ulaşan el-Halilî 21 Nisan 1389 Pazartesi günü Dımaşk yakınlarında Berze Savaşında vefat etmiştir. Bu makalede 14. yüzyıl memlûk kaynakları kullanılarak üst düzey bir askerin mühendislik/mimarlık faaliyetleri incelenmiştir.