Gönül tokluğu denilen “istiğna” klasik şiirde Melâmî düşünce doğrultusunda karşılığını bulmuştur. Bu anlayışla klasik pek çok şair, Melâmetî düşünce doğrultusunda istiğnayı âşık nitelikleriyle özdeşleştirmiştir. Bu özdeşlik, dünya selametine karşı, istiğna menzili melâmet mülkünü âşıkların nezdinde sempatik bir manevî saha haline getirmiştir. Bu menzilde pek çok şair, Melâmeti selâmete tercih etmiş, selamet denilen dünya rahatlığını ve saltanatını terk ederek istiğna mülküne hükümran olmayı dillendirmiştir. Bu söylemlerde dünya saltanatına karşı tepkisel bir duruş, dünya malına değil Allah’ın rızasına bağlanma, kimseye muhtaç olmadan ve kimseye ümit vermeden yaşama gibi müstağni duygu durumları görülmektedir. Bu müstağni duruş, klasik şiirde Melâmî âşık profilini oluşturmuştur. Âşığın müstağnîliği, gururla melâmeti başına taç yapma, kula kul olmayı değil, Allah’a kulluğu önemseme gibi, selâmet yurdunu melâmete terk eden asil duruşta kendini göstermiştir. Bu makalede istiğna mülkünün sultanı klasik şairin Melâmetî selâmete tercih eden duygu durumunun şiirsel izleri incelenmiştir. Bu bağlamda konu, ayet ve hadislerle desteklenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |