1849 ile 1868 yılları arasında Hacı Bektaş Tekkesi postunda oturmuş bir kişi olarak Türabi, o dönem Alevi-Bektaşi toplulukları arasında takdir görmüş bir şairdir. Kendisi, hem şair hem dedebaba olarak 19. yüzyıl Bektaşi Edebiyatının önemli simalarından olmuştur. Türabi, şairliğinden önce mutasavvıf bir şair olduğu için şiirlerini, tasavvuf üzerine yazmıştır. Bu bakımdan şiirlerinde tasavvufa duyduğu derin ve içten bağlılığı görmek mümkündür.
Ad aktarması, anlatımı kolaylaştıran ve anlama güç kazandıran aktarmalardandır. En önemli söz sanatlarından biri olarak kabul edilen ad aktarması, dilin söz varlığını zenginleştirmede de önemli bir kaynaktır. Ad aktarmasında bir kavram, ilgili olduğu başka bir kavramla anlatılır. Pek çok örnekleri özellikle somutlaştırma olayına da örnek teşkil eder. Aktarmalar, birbiriyle iç içe girmiş söz olaylarıdır. Ad aktarması, en güzel ve çarpıcı örneklerini özellikle deyimlerde ya da deyimleşmiş birleşik fiillerde bulur.
Türabi’nin şiirlerinde ad aktarmasından oluşan deyimleşmiş fiiller; ilgi çekici örneklerle tasavvufu anlatmada, şairin en samimi duygularına ve düşüncelerine hizmet etmiştir. Türabi’nin kullandığı deyimleşmiş fiiller, yardımcı fiillerle ve diğer ana fiillerle oluşturulmuş şekillerdir. Fakat fiil ya da yardımcı fiillerden oluşturduğu redifli kullanımlarla ortaya koyduğu deyimleşmiş fiiller, şairin kendine özgü yapılar olarak ilgi çekicidir.
Bu çalışmada; Türabi’nin şiirlerinde görülen ad aktarmasından oluşan deyimleşmiş fiiller incelenmiştir. Böylelikle şairin üslubu ve tasavvufa olan samimi yaklaşımı hakkında önemli ipuçları elde edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2019 |
Kabul Tarihi | 8 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 10-11 |