Ağıt, Türklerin kadim devirlerinden beri ölüm etrafında oluşmuş inanış ve uygulamalarla şekillenmiş geleneksel bir tavır ve aynı zamanda değerdir. Türklerin öte dünyayla ilgili tasavvurlarını yansıtan bu gelenekte İslamiyet sonrasında önemli değişim ve dönüşümler olmuştur. Özellikle İslamiyet'in ölüm karşısında ağlamayı veya sızlanmayı tavsiye etmemesi, ağıt geleneğinde önemli değişmelere neden olmuştur. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu geleneği Alevî-Bektaşî olarak nitelendirilen Tahtacı, Çepni, Abdal gibi Türkmen grupları yaşatmaya devam etmektedirler. Şiirin ve müziğin dini hayattaki önemini koruduğu bu topluluklarda ağıtlar, ağlamanın yanı sıra edebî ve müzikal anlamda kültürel bir birikim de oluşturmuştur. Bu makalede Alevî yaşam tarzına sahip Kazdağı Tahtacılarındaki ağıt geleneği incelenmiştir. Alan araştırması yöntemiyle elde edilen malzeme, bağlam merkezli halkbilimi kuramlarına göre irdelenmiştir. Bölge insanının ağıta bakış açısı, ağıtçı kadınlar ve erkekler, ağıtların yakıldığı ortamlar, ağıt yakma şekilleri, ağıt-şiir, ağıt-müzik ilişkisi gibi hususlar üzerine yapılan tespit ve değerlendirmelerin neticesinde Kazdağı Türkmenlerinin ağıt geleneği açısından Tahtacı kültürüne mensup olduğu, bu gruplardaki ağıt yakmanın dinî bir uygulamaya dönüştüğü, bu yönüyle Türk kültüründeki ölüm ve ayin, din ve şiir ilişkilerinin analizinde kullanılabilecek güncel veriler içerdiği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2014 |
Gönderilme Tarihi | 22 Eylül 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 4 |