Türk toplumunda yas tutma ve ağıt
yakma geleneği çok eski bir geçmişe sahiptir. Ölüm karşısında çaresizlik,
kadere duyulan öfke, kişinin sevdiğini kaybetmesinde hissettiği üzüntü ve ızdırap
ağıt söylemenin temelini oluşturur. Ağıt sadece ölüm karşısında değil evlenme,
kına, bir eşyanın kaybolması gibi durumlarda da söylenmektedir. Lakin ölüm karşısında
yakılan ağıtlardaki lirizm daha fazladır. Bu düşünceden hareketle Ankara-Karaşar
bölgesinde ölüm üzerine yakılan ağıtlar derlenmiştir. Ölüm hakkındaki ağıtlardan
yola çıkarak Karaşar Alevi ve Bektaşilerinde ağıtların rolü ve işlevi tespit
edilmeye çalışılmış, derlendiği bağlama göre ağıtlar iki gruba ayrılıp
incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2019 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 2 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International