Klâsik Türk Edebiyatı’nda
şairlerin ele alacağı konuların, yapacağı tasvirlerin, benzetmelerin çerçevesi
önceden belirlenmiştir. Şairler, geleneğin kendilerine sunduğu çerçevede
eserlerini kaleme almışlardır. Klâsik Türk Edebiyatı’nın esas konusu olan aşkı
anlatırken, şairler ideal aşkı ve ideal sevgiliyi tasvir etmişlerdir. Şair,
hayatında aşkı gerçekten yaşamamış dahi olsa eserinde ince hayaller ve
benzetmelerle aşkı ve âşıklığı en güzel şekilde ifade etmiştir. Çoğu zaman
şairin kimliği, mesleği, makamı ve içinde bulunduğu koşullar şiirlerinde fark
edilmez. Bununla birlikte zaman zaman şairlerin düşünceleri, hayata bakış
açıları şiirlerinde kelimelerin arasına gizlenmek suretiyle karşımıza çıkar.
16. yüzyıl şairlerinden Taşlıcalı Yahya Bey, devşirme usûlü ile İstanbul Acemi
Oğlanlar ocağına getirilmiş, yeniçeri olmak üzere yetiştirilirken ordu içinde
yükselmiş, hem asker hem de şair olarak tanınmıştır. Taşlıcalı Yahya Bey
kasidelerinde katıldığı seferlerden bizzat bahsetmektedir. Ancak divanların
gazeller bölümü daha çok sevgiliye dâir vasıfların dile getirildiği
bölümlerdir. Hem asker hem devlet adamı olan Taşlıcalı Yahya Bey’ in
gazellerinde güzeli, sevgiliyi tasvir ederken asker kimliğinin izlerine
rastlamak mümkün müdür? Şairin yeniçeri olarak katıldığı seferlerde edindiği
tecrübelere şiirlerinde yer vermiş olmalıdır.
Yazımızın konusu, bu noktadan hareketle belirlenmiştir. Şairin
mesleğinin izleri beyitlerde tespit edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 25 Kasım 2018 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International