Öz
İnsana ait en güçlü ve en güzel duygulardan biri olan aşk, Türk Edebiyatı’nın birçok eserine konu olmuştur. Aşk, Divan Edebiyatı ve Halk Edebiyatı eserlerinde âşıkların kavuşamadığı ölçüde değerli olurken, modern edebiyatla birlikte; iyi, kötü, güzel, çirkin tüm yönleriyle eserlerde kendisine yer bulmuş ve toplumsal hayatta karşımıza çıkan tüm yönleri ile edebiyat içerisinde de değerlendirilmeye başlanmıştır. Aşk sonucu ortaya çıkan en önemli olgu ise evlilik kavramıdır.
Birbirine aşk ve sevgi bağıyla bağlı erkek ve kadının, bu sevgi sonucu kalan hayatlarını bir arada geçirme isteği olarak tanımlayabileceğimiz evlilik akdi, karşılıklı sevgi ve iki kişinin de isteği neticesinde gerçekleşen yahut gerçekleşmesi gereken bir eylemdir. Ancak hem toplumumuzda hem de dünyada birçok evliliğin, her iki kişinin ya da taraflardan birinin rızası olmadan gerçekleştiği görülür. Bazı kişiler ise ailevi, toplumsal ya da sosyo kültürel nedenlerden ötürü sevdikleri kişi ile evlenememektedir. İnceleyeceğimiz Mustafa Çiftci öykülerinde de odak noktasında aşk olmayan ve farklı sebeplerle gerçekleştirilen evliliklere değinilecektir.