Although not as much as roses and tulips in classical Turkish poetry, the lotus comes first among the flowers that are the subject of couplets. it usually appears as the lover's yellow face, which has faded from the suffering of love. While in the imagination of the classical poet, the lotus is sometimes a sign of the lover himself who is captured in the tears of love ,it can also represent the loved one . Some ornaments on the lover are similar to the lotus in this context, for example, the hil‘at, the zerrîn buttons, the cheesecloth he wears. The relationship of the blue or purple lotus with the sky has also been instrumental in numerous couplets in the imaginations of the poets in terms of shape and color. The lotus, which is also made as a sherbet as a medicinal herb, is dealt with in this aspect in some couplets. The most common type of lotus, which is the subject of many comparisons in the imagination of classical poets, is the nymphaea, that is, the yellow lotus, which also bears the name of the flower in Latin. While the yellow lotus is followed by the blue/purple lotus, the white lotus and red lotus are also reflected in the literary texts in different couplets. In this study, the status of the lotus in classical Turkish poetry, which is a tradition literature, will be discussed and it will be tried to examine how this precious flower takes place in the imagination of poets.
Klasik Türk şiirinde gül ve lâle kadar olmasa da beyitlere konu olan çiçeklerin başında gelen nilüfer genellikle âşığın aşk çilesinden solmuş sararmış sarı yüzü vasfında karşımıza çıkar. Lakin yine de klasik şairinin tahayyülünde daha pek çok teşbihe de söz konusu olmuş latif bir çiçek olan nilüfer bazen âşığın bizatihi kendisidir. Âşık, gözyaşı denizinde bir nilüferken bu güzel çiçek kimi zaman da sevgilinin bir gösterenidir. Sevgiliye yaraşır hil‘at, zerrîn düğmeler, taktığı tülbent nilüferin bu bağlamda benzeyenleridir. Mavi veyahut mor nilüferin semâ ile ilişkisi de şekil ve renk yönüyle şairlerin tahayyülerinde sayısız beyitlere vesile olmuştur. Şifalı bir bitki olarak şerbeti de yapılan nilüfer kimi beyitlerde ise bu yönüyle ele alınır. Klasik şairlerin hayal dünyasında çok çeşitli benzetmelere konu olan nilüferin tespit edildiği üzere en çok beyitlerde rastlanan çeşidi ise Latince olarak çiçeğin ismini de taşıyan nymphaea, yani sarı nilüferdir. Sarı nilüferi, mavi/mor nilüfer izlerken beyaz ve kırmızı nilüfer de edebî metinlere farklı beyitlerde aksetmiştir. Çalışmada nilüferin bir gelenek edebiyatı olan klasik Türk şiirindeki aksi ele alınarak bu nadide çiçeğin şairlerin hayal dünyalarında ne şekilde yer aldığı incelenmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Kabul Tarihi | 22 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International