Âşık, sevgili ve rakip, klasik Türk edebiyatı eserlerinde ekseriya karşılaşılan tiplerdendir. Bu üç şahsiyet üzerinden zengin hayaller kuran divan şairleri genellikle âşığın sesi olarak, rakiple hoş sohbet olan ve kendisine iltifat etmeyen sevgiliye sitem ederler. Klasik edebiyatta âşık, sevgilinin zulmüne uğrayan, ondan bir karşılık görmediği gibi cefalarına katlanmak zorunda kalan ve çektikleri tüm eziyetlere rağmen aşkında sadık olan, günden güne hisleri kuvvetlenen ve sevgiliye kavuşma arzusunda olan bir şahsiyet olarak resmedilir. Şairler türlü ezalara maruz kalan âşığın aşkının şiddetini ve emsalsizliğini sevgiliye göstermek amacıyla çeşitli benzetmelerden faydalanırlar. Bu noktada âşık ile bütünleşen şairlerin şiirlerinde başvurdukları yollardan biri âşıklık hâllerini meşhur âşıklara benzetmek yahut kendi aşklarını onlarınkiyle kıyaslamak olur. Leylâ vü Mecnûn, Yûsuf u Züleyhâ, Hüsrev ü Şîrîn/Ferhâd u Şîrîn, Vâmık u Azrâ gibi Arap veya Fars edebiyatı kökenli çift kahramanlı aşk mesnevilerinin kahramanları bu karşılaştırma için tercih edilen şahsiyetlerin başında gelir. Bu hususta Fuzulî ve Hâfız da ünlü aşk mesnevisi kahramanlarını gazellerinde anarlar. Şairler, aşkı için Bisütun Dağı’nı delen Ferhad, aşkından çöllere düşerek vahşi hayvanlara yoldaş olan Mecnun ve Azra’ya kavuşmak için türlü mücadeleler veren Vamık gibi âşıklık makamının önde gelen temsilcileri aracılığıyla kendi aşklarının mertebesini ortaya koymak ve böylelikle aşk yolunda ne kadar mesafe kat ettiklerini göstermek niyetindedirler.
The lover, the beloved and the rival are the most frequently encountered characters in classical Turkish literature. Divan poets, as the voice of the lover, constructed rich imaginaries through these three figures, often reproaching the lover through their verses and refraining from complimentary language. These poets would make use of various similes in order to demonstrate the intensity and uniqueness of the love of the lover, who was subjected to a variety of torments, for the beloved. One of the techniques utilized by poets who would become one with the lover in their poems was to liken their state to famous lovers or to compare their love with theirs. The protagonists of the double-hero love tales of Arabic and Persian literature such as Layla and Majnun, Yusuf and Zulaikha, Khosrow and Shirin/Farhad and Shirin, and Vamiq and ‘Adhra are among the most common figures for such comparisons. Fuzuli and Hafez frequently mentioned the heroes of the famous love masnavis, Farhad, Majnun and Vamiq, in their ghazals. They sought to display the depth of their own love through well-known representatives of the concept of love such as Farhad, who pierced Mount Bisutun for his love, Majnun, who wandered through deserts for the sake of his passion and became a companion to wild animals, and Vamiq, who struggled to come together with ‘Adhra, and thus show how far he themselves ventured on the path of love.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 31 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 1 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International