Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Orta Asya Cumhuriyetlerinin devlet ve
kamu siyaseti Moskova’dan yönetiliyordu. Nüfusu Müslüman olan Orta Asya
devletlerinin oluşumu bir anda olmamış, tarihi bir süreçten geçmiştir. Bu
süreçte tabi ki din de kendi rolünü oynamıştır. Ancak SSCB’ye karşı din
adamlarının mücadele için halkı şuurlandırdığı iddiaları yüzünden 1928 yılında
din ile ilgili yasaklar getirildi ve bu yasaklar 1943 yılına kadar devam etti.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Orta Asya müslümanlarının Stalin’e yazdıkları
mektupla birlikte dini kurumların tekrar açılmasına yeniden izin verildi. Din
adamları bu dönemde müslüman askerleri şuurlandırmak ve savaş için 1 milyon
rubleden fazla para toplamışlardır. Yine bu dönemde Orta Asya’da yaşanan dini
gelişmeler sonucunda Taşkent merkezli Orta Asya ve Kazakistan Müslümanlar Dini
İdaresi Kurulmuştur (OAKMDİ). Bu dini yapılanma Orta Asya devletlerinin
bağımsızlığına kadar devam etmiştir. Ancak bağımsızlık sonrası din siyasetinin
yapısı ve din devlet ilişkisi eski SSCB’den kalan yapılanma ile sürdürülmüştür.
Eskiden komünist rejimde kamusal anlayış ve yapılanma, bağımsızlık sonrası
demokrasi adı altında aynen devam ettirilmiştir. Yani müslümanların kurumsal
yapılanmasında ve çalışmasında pek bir değişiklik olmamıştır. Bunun sebebi
yönetimde ve siyasette aktif rol alanların komünist sistemde yetişmiş
olmalarıdır. Bu çerçevede çalışma Kırgızistan’da bağımsızlıktan sonra devletin
din politikasının yapısı ve özellikleri üzerinde durmaktadır.
The administrative politics and public policies of the
Central Asian Republics were directed from Moscow during the time of USSR
(Union of Soviet Socialist Republics). The formation of the Central Asian
Republics, whose populations were Muslims, followed a gradual historical
process, in which religion had its share. However, on the grounds that the
imams (religious leaders) helped to raise public awareness of unified struggle,
bans were placed on religious activities and institutions in 1928 and they
continued until 1943. During WW II, Muslims of the Central Asian Republics
wrote a letter to Stalin and the bans on the religious institutions were
lifted. At that time, the imams (religious leaders) raised public awareness and
collected more than 1 million ruble to spend for the war. In addition,
Religious Administration of the Muslims of Central Asia (OAKMDİ) and Kazakhstan
based on Tashkent was established during that period. OAKMDİ lasted until the
Central Asian Republics gained their independence. However, after the
independence, the structure of religious affairs and religion-state
relationship continued as in the time of USSR. The conception of public affairs
and structure in the communist period remained the same in what was then a
democratic regime. The institutional structures and functioning of the Muslim
societies the Central Asian Republics did not change much. The chief reason for
that was that those occupying active administrative and political positions
were educated in the communist system. Within this context, this study deals
with the characteristics of the religion politics of the state in Kyrgyzstan
and the religious structures after Kyrgyzstan gained its independence.
Bölüm | Tüm Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mayıs 2017 |
Gönderilme Tarihi | 11 Nisan 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 7 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.