Geçtiğimiz son on yılda Türkiye’de neo-Osmanlıcılık olarak tanımlanabilecek bir süreç, yalnızca siyasal alanı değil, kültürel ve toplumsal alanı etkisine aldı. Yasal mevzuatta böyle bir yükümlülüğü olmayan Türkiye’nin Suriye’den gelen göç dalgasına verdiği içermeci tepkide, çeşitli Ortadoğu ülkeleri ile geliştirdiği ilişkide, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olaraktanınmasına karşı yürütülen müzakereci ve sonuç odaklı tutuma öncülük etmede ve iç siyasette anlam bulan neo-Osmanlıcılık akımının yansımaları üzerinde duran bu çalışma, öncelikle Ortadoğu ve neo-Osmanlıcılık kavramlarının kökenlerine ilişkin problematiği ortaya koyacak ve sonrasında Ortadoğu’da barışın tesis edilmesi için neo-Osmanlıcığın uygulanabilir ve sürdürülebilir bir alternatif olup olamayacağını incelenecektir. Bunu yaparken, yalnızca dış politikadaki aktörlerin değil, Türkiye iç siyasetinde yer alan farklı aktörlerin neo-Osmanlıcılığa geliştirdiği tavır yorumsamacı bir metodla incelenecek, bu konudaki fırsatlar ve kısıtlar ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışmanın temel varsayımlarından bir tanesi, Türkiye’deki ve Ortadoğu’daki toplumların hükümet politikaları tarafından şekillendirilen pasif alıcılar olmadıkları, aynı zamanda bu toplumların kendi beklenti ve taleplerini ortaya koyarak, hükümet politikalarının şekillenmesine etki ettikleri ve buradaki etkileşimin karşılıklı olduğudur.
In
the last decade, a process which can be defined as Neo-Ottomanism considerably
affected both political, cultural and social spheres in Turkey. This study
elucidates the concept of Neo-Ottomanism which derived its meaning from a broad
scope of events ranging from Turkey's inclusive response towards the wave of
immigration from Syria, whilst there is no legal obligation, increasing
relationships with The various Middle Eastern countries, leading to the
result-oriented negotiations on the dispute stemming from Jerusalem's
recognition as the capital of Israel as well as to domestic politics. Thus,
this study examines the question of whether the Neo-Ottomanism can be a viable
and sustainable option for establishing peace in the Middle East. In doing so,
besides foreign policy actors, different domestic actors' perception of neo-Ottomanism
will be examined through a hermeneutic approach, and existing opportunities and
constraints will be revealed in this regard. One of the underlying assumptions
of this study is that the Middle Eastern and Turkish societies are not merely
passive ones shaped and directed by government policies per se; instead, those
societies are trying to influence government policies while putting forth their
expectations and demands; the interaction between the community and government
are mutual.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 23 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 9 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.