Demokratik barış teorisi, demokrasilerin birbirleriyle savaşma eğiliminde olmadıklarını öne sürmektedir. Demokrasi ve barış arasındaki nedensel ilişkiyi sorgulayan kimi çalışmalar ise demokrasilerin savaşa en az demokrasi-dışı rejimler kadar yatkın olduğunu öne sürmektedir. Demokratik barış teorisine yönelik eleştirel çalışmaların aksine, bu çalışma demokrasilerin barışçıl dış politikaya yatkın olduğu argümanını destekleyen bir yaklaşım sunmaktadır. Çalışma demokrasilerin barışçıllığını ‘’oyun-teorik’’ araçların yanı sıra ‘’evrim’’ literatüründe önemli yer tutan bazı kavramlardan da yararlanılan bir metodoloji çerçevesinde tartışmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümü iki farklı rejim tipinin (demokrasiler ve demokrasi-dışı rejimler) rasyonalite anlayışına, belirsizlik karşısındaki tutumlarına ve karar-yapımı mekanizmalarının potansiyel hataların giderilmesine ne ölçüde izin verdiğine odaklanmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümü ise demokrasilerin demokrasi-dışı rejimler karşısındaki avantajlarına rağmen uluslararası sistemde kendisine alternatif olan rejimler karşısında niçin baskın konumda olamadığını tartışmaktadır. Bu doğrultuda çalışma demokrasi-dışı rejimlerin ortak tehdit algısı, coğrafi uzaklık, statüko memnuniyeti ve her zaman saldırgan bir strateji izlemenin yüksek maliyetlere yol açması gibi çeşitli dışsal sebeplerden dolayı demokrasileri; demokrasilerin ise rakiplerine karşı caydırıcılıklarını sürdürebilmek için demokrasi-dışı rejimleri taklit etmesi konusunu ele almaktadır. Çalışma hem demokrasilerin barışçıllığını sorgulayan yaklaşımlara yanıt niteliğinde bazı ampirik ve teorik karşı-argümanlar öne sürmekte hem de demokratik barış teorisinin geçerliliğini destekleyici nitelikteki argümanları sistematik bir çerçevede gözden geçirmektedir.
Demokratik Barış Teorisi Oyun Teorisi Evrimsel Kararlılık Rasyonalite Belirsizlik
Democratic peace theory posits that democracies are not disposed to fight each other. Some critics of democratic peace theory questioning the causal relationship between democracy and peace argue that democracies are as ‘’war-prone’’ as non-democracies. Contrary to criticism of democratic peace theory, this article suggests an approach supporting the argument of predisposition of democracies towards a peaceful foreign policy. The article discusses peacefulness of democracies within the frame of a methodological approach including some guiding concepts borrowed from ‘’evolutionary’’ literature as well as ‘’game-theoretical’’ tools. In this context, first section of the article focuses on two different types of regime’s (democracies and non-democracies) understanding of rationality, their attitude towards ‘’uncertainty’’ and the extent to which their decision-making mechanism enabling potential mistakes to be resolved. Second section of the article discusses why democracies are not able to dominate their alternative regimes in the international system although they have several advantages over non-democracies. The article therefore attempts to address both the issue of non-democracies imitating democracies by reason of various external factors such as common perception of threats, geographical distance, being satisfaction with the status quo and high costs of following an aggressive strategy continuously, as well as democracies imitating non democracies in order to maintain their deterrence against their opponents. The article both suggests some empirical and theoretical counter-arguments in response to approaches that question the peacefulness of democracies, and systematically reviews the arguments that support the validity of democratic peace theory.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 14 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.