The Committee of Union and Progress acted as the partial power between the years of 1908-1913 and the absolute power between 1913-1918 in the last political period of the Ottoman State. This period also corresponds to the period of dynamism in Turkish intellectual history in order to eliminate threats to the ontological security of the State. Ottomanism, Islamism, and Turkism movements became effective in the politics of the Union and Progress as the principal element of these intellectual movements. In this study, in which the historical analysis method is used, on which grounds and how the Union and Progress applied the ideas of Ottomanism, Islamism, and Turkism will be examined. In addition, the answer to the question of whether Ottomanism, Islamism, and Turkism movements conflict with each other or have a complementary composition in the policies of the Committee. The three ideological movements, which constitute the ideological composition of the committee, were applied on the basis of the understanding of "devlet-i ebed müddet". Therefore, all three political movements are "state-centered" and shaped in different regions of the Ottoman State in accordance with the political and sociological dynamics of the region. In this context, the idea of Ottomanism, which foresees the union of all components within the Ottoman State, and the idea of Islamism, which aims to make the Dynasty and Caliphate into the political pole of Muslims in Islamic geographies, were attributed to the aim of solving the survival problem of the state. In addition, the Turkism, on the other hand, served as both a national motivation tool to mobilize the masses in internal politics and a strategic tool with the aim of weakening the enemy elements in the regions where the Turkish people lived in line with the motto of motherland and Âli Devlet. As a result, in the policy of Union and Progress, all three ideologies have a composition that focuses on the ontological security of the Ottoman State and in which they complement one other.
İttihat ve Terakki Cemiyeti 1908 -1913 yılları kısmen, 1913-1918 yılları mutlak iktidar olarak Osmanlı Devleti’nin son dönem siyasetinde sahne almıştır. Bu dönem aynı zamanda Devletin ontolojik güvenliğine yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi adına Türk fikir tarihinde hareketliliklerin yaşandığı sürece tekabül etmektedir. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımları bu fikir hareketlerinin başat unsuru olarak İttihat ve Terakki’nin siyasetinde etkin olmuştur. Tarihsel analiz metodunun kullanıldığı bu çalışmada, İttihat ve Terakki’nin Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük fikirlerini hangi zeminde ve nasıl tatbik ettikleri incelenecektir. Ayrıca Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımları Cemiyet politikalarında birbirine tezatlık mı içerdiği yoksa birbirini tamamlayan bir terkibe mi haiz olduğu sorusunun da cevabı aranacaktır. Cemiyetin ideolojik terkibini oluşturan mevzu bahis üç ideolojik akım, “devlet-i ebed müddet” anlayışı zemininde uygulanmıştır. Dolayısıyla her üç siyasî akım “devlet merkezli” olup Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerinde, bölgenin siyasî ve sosyolojik dinamiklerine uygun olarak şekillenmiştir. Bu bağlamda Osmanlı içerisinde bütün unsurların ittihadını öngören Osmanlıcılık fikri ile İslam coğrafyalarında Hanedanı ve Hilafeti Müslümanların siyasî kutbu haline getirmeyi hedefleyen İslamcılık fikri, devletin içerisinde bulunduğu bekâ sorununa çözüm getirmek amacıyla aynı gayeye matuf kılınmıştır. Mamafih Türkçülük ise vatan ve Âli Devlet mottoları doğrultusunda hem iç politikada kitleleri harekete geçirecek milli motivasyon aracı hem de Türk ahalisinin yaşadığı bölgelerde düşman unsurlarını zayıflatma hedefiyle strateji unsuru işlevi görmüştür. Sonuç olarak İttihat ve Terakki siyasetinde her üç ideoloji Osmanlı Devleti’nin ontolojik güvenliğinin merkeze alındığı ve birbirini tamamlayan bir terkibe sahip olmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti Osmanlıcılık İslamcılık Türkçülük
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 14 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.