The concept of environmental right has been evaluated within the scope of 3rd Generation Rights (solidarity rights), which came to the agenda as a result of the destructive consequences of World War II on humans and nature. As with all other human rights, the right to the environment is also based on an ethical basis. However, this concept of ethics includes natural life in parallel with the development of environmental awareness and is evaluated in the broader sense of environmental ethics. Again, it is possible to observe that the content of environmental ethics is formed with a perspective based on "human" and "ecosystem". It is seen that current environmental law norms are largely based on a human-centered environmental ethic, not an ecosystem-centered environmental ethic. In the age of ecological crisis we live in, since the potential destructive effects of the climate problem on life can now be predicted, environmental right norms should be addressed in an ecosystem-centered manner. This is for the benefit of humanity as well, since human beings are a part of the ecosystem with their life and the future of ecosystems determines the future of humans. However, it is important that all international and national environmental right norms that have entered the legislation, even if they are human-centered, should be implemented instead of remaining as a text. However, the fact that the ecological crisis, which became concrete with the problems of global warming / climate change, is getting deeper day by day, shows that the existing environmental right norms are not fully implemented. In this article, the formation process of the environmental right concept is evaluated by analyzing an up-to-date environmental problem. In addition, it is discussed in a "political ecological" framework on which environmental ethics these norms should be based.
Çevre hakkı kavramı, 2.Dünya Savaşı’nın insanların ve doğanın üzerinde yarattığı tahrip edici sonuçları sonucunda gündeme gelen 3. Kuşak haklar (dayanışma hakları) kapsamında değerlendirilmiştir. Diğer bütün insan haklarında olduğu gibi çevre hakkı da etik bir temele dayandırılmıştır. Ancak bu etik kavramı, çevre bilincinin gelişmesine paralel olarak doğal yaşamı da içerisine almakta ve çevre etiği genişliğinde değerlendirilmektedir. Yine çevre etiğinin içeriğinin de “insanı” veya insanın da içinde olduğu “ekosistemi” temeline alan bir bakış açısı ile oluşturulduğunu gözlemlemek mümkündür. Hali hazırdaki çevre hukuku normlarının büyük ölçüde (içinde birbiriyle bağlantılı/birbirine bağlı unsurların olduğu) ekosistem merkezli bir çevre etiğine değil, (beşeriyetin/beşeri sistemlerin odağı olan) insan merkezli bir çevre etiğine dayandığı görülmektedir. İçinde yaşadığımız ekolojik kriz çağında, iklim sorununun yaşam üzerindeki gelecekteki olası yıkıcı etkileri de artık öngörülebildiği için, çevre hakkı normlarının ekosistem merkezli bir şekilde ele alınması gerekmektedir. İnsan da yaşamı itibariyle ekosistemin bir parçası olduğuna göre ve ekosistemlerin geleceği insanların da geleceğini belirlediğine göre, gerçek anlamda insan menfaati de aslında bunu gerektirmektedir. Bununla birlikte, mevzuatlara girmiş olan bütün uluslararası ve ulusal düzeydeki çevre hakkı normlarının, insan merkezci dahi olsa, metin olarak kalmaması, uygulanabilmesi önem taşımaktadır. Oysa özellikle küresel ısınma/iklim değişikliği sorunlarıyla somutlaşan ekolojik krizin gün geçtikçe derinleşiyor olması var olan çevre hakkı normlarının da tam olarak uygulanmadığını göstermektedir. Bu makalede çevre hakkı kavramının oluşum süreci/nedenleri, güncel bir çevre sorunu çözümlemesi yapılarak ele alınmakta ve bu normların hangi çevre etiğine dayandırılabileceği/dayandırılması gerektiği “siyasal ekolojik” bir çerçevede tartışılmaktadır.
Çevre Ekoloji Ekosistem Etik Çevre Etiği Çevre hakkı İnsan hakları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 14 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.