Silahlı çatışmalar sırasında yaşam hakkı, uluslararası insan hakları hukuku ile uluslararası insancıl hukuk arasındaki ilişki için önemli bir test alanıdır. Hukukun bu iki dalının birbirine yakınlaştığı ancak yaşam hakkı ve özellikle de devletin fiili kontrolünde olmayan kişilere yönelik ölümcül güç kullanımı söz konusu olduğunda, genellikle birbirleriyle çeliştikleri tartışılmaktadır ve uluslararası insancıl hukukun silahlı çatışmalarda herhangi bir yaşam hakkı tanımadığı düşünülmektedir. Yaşam hakkının askeri personele uygulanması tartışmalı bir konu olmuş ve duygusal ihtilaflar yaratmıştır. Bu konuda iki ana görüş bulunmaktadır. Silahlı çatışma sırasında ölüm olasılığını isteyerek kabul etmenin, silahlı kuvvetlerde görev yapmanın doğal bir parçası olduğunu kabul edenler ve bu doğru olsa da, devletlerin yine de silahlı kuvvetlerini uygun şekilde eğitme ve donatma yükümlülüğü olduğunu iddia edenler. Bu makale, bu alandaki davaları gözden geçirmekte ve bir devletin silahlı kuvvetleriyle ilgili olarak ne zaman yaşam hakkı yükümlülükleri olduğu ve bu yükümlülüklerin ne anlama geldiği konusunda bir görüş sunmaktadır. Makalenin araştırma sorularını incelemek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının yanı sıra evrensel insan hakları hukuku standartları ve diğer bölgesel insan hakları kurumlarının kararları da incelenmiştir.
Yaşam Hakkı Uluslararası İnsancıl Hukuk Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
The right to life during armed conflict is an important testing ground for the relationship between international human rights law and international humanitarian law. It is argued that these two branches of law converge but contradict each other when it comes to the right to life and especially the use of lethal force against persons not under the de facto control of the state, and it is thought that international humanitarian law does not recognize any right to life in armed conflicts. The application of the right to life to military personnel has been a controversial issue and has created emotional conflicts. There are two main views on this issue. Those who accept that willingly accepting the possibility of death during armed conflict is a natural part of serving in the armed forces, and those who argue that while this is true, states still have an obligation to properly train and equip their armed forces. This article reviews cases in this area and provides a view of when a state has right to life obligations in relation to its armed forces and what those obligations mean. In order to examine the research questions of the article, the jurisprudence of the European Court of Human Rights, as well as the universal human rights law standards and the decisions of other regional human rights institutions were examined.
Right to Life International Humanitarian Law European Court of Human Rights
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 20 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.