On üçüncü yüzyıl mutasavvıfı Mevlânâ Celaleddin Rumi, 1990'lardan itibaren İngiltere ve ABD'de artan bir popülerlik kazanmıştır. Bu çalışma, bireylerin dini bağlamdan kopuk bir maneviyat biçimine ilgi duymasına yol açan siyasi ve sosyolojik faktörlerin analizi yoluyla bu bağlamından koparılmış popülerliği araştırmaktadır. Kapitalizm ve neoliberalizmin işçi sınıfı için işyerinde yarattığı güvensizliğin, kendilerini önce iş yerinde, sonra da yaşamlarının psikolojik ve manevi alanlarında geliştirmeleri için bir yol arayışına neden olduğunu ileri sürmektedir. Bu iddiayı ortaya koymak için, makale on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren kapitalizm ve neoliberalizmin kısa tarihçesiyle başlamakta ve kapitalizm ve neoliberalizmin siyasi ve sosyal etkilerinin kişisel gelişim yayınlarının ortaya çıkışını nasıl tetiklediğini göstermektedir. Daha sonra yönetimsellik kavramını ve neoliberal devletin adem-i merkeziyetçi yönetişimindeki işlevini tartışmaya geçmektedir. Bu sayede, bir iktidar teknolojisi olarak New Age hareketinin Foucaultcu bir analizini sunmaktadır. Daha sonra New Age hareketinin tarihsel bir anlatımıyla devam etmekte ve neoliberal yönetişim ile New Age hareketi arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Yeni Çağ Sufizminin temellerini ortaya koyduktan ve Sufizmin Batı'daki tarihsel varlığını kısaca ele aldıktan sonra, Roger Housden'ın Rumi’nin İzinde adlı romanını bir New Age romanı olarak yakından okuyarak, New Age manevi değerlerinin romanın inanç sisteminde 13. Yüzyıl mutasavvıfı ile nasıl bir araya getirildiğini ve Rumi’nin geleneksel köklerinden ne şekilde farklı olduğunu gösterir.
Neoliberalizm kişisel gelişim yönetimsellik yeni çağ tasavvufu Mevlana Celaleddin Rumi
Mevlânâ Celaleddin Rumi, a thirteenth Century Sufi mystic, has gained increasing popularity in the UK and in the USA from 1990s onwards. This study explores this decontextualised popularity through an analysis of the political and sociological factors that led individuals’ interest in a form of spirituality which is out of religious context. It asserts that the insecurity capitalism and neoliberalism created in the workplace for working class people resulted in a search for a way for them to improve themselves first in the marketplace and then in the psychological and spiritual realms of their lives. In order to unpack this claim, the paper starts with brief histories of capitalism and neoliberalism from the second half of the nineteenth century and shows how political and social impact of capitalism and neoliberalism prompted the emergence of self-help publications. It then moves on to discussing the notion of governmentality and its function in the decentralised governance of neoliberal state. Through this, it offers a Foucauldian analysis of New Age movement as a technology of power. It then proceeds with a historical account of the New Age movement, it scrutinises the relationship between neoliberal governance and the New Age movement. Having established the foundations of New Age Sufism and briefly touched the historic presence of Sufism in the West, it presents a close reading of Roger Housden's Chasing Rumi as a New Age novel and discusses how values of New Age spirituality comes together with the 13th Century mystic in the belief system of the novel and shows in what ways New Age Sufism and Rumi’s theosophy varies from its traditional roots.
neoliberalism self-help Governmentality New Age Sufism Mevlana Celaleddin Rumi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar (Diğer), Kültürel çalışmalar (Diğer), Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 21 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 25 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.