This study examines the impact of state identity on social movements and protests in Iran, which is considered as an important motive in both social movements and protests, triggering social movements and protests and leading to the emergence of such formations. In the case of Iran, there are certain periods in recent history when the state has created its own narrative. It is possible to divide these periods as Pahlavi Iran (1925-1979) and the Islamic Republic (1979 and present-day). These periods of profound transformation and change in Iranian society are also the periods of the construction of Iranian state identity. The state identity constructed during these periods not only fails to embrace all segments of Iranian society, but is also cited as a source of social unrest. The fact that Iran, once ruled by the Pahlavi Dynasty, was constructed on an authoritarian, secular, militarist-royalist and pro-Western state identity did not coincide with the ideas of revolutionary-radical Islamist, communist, nationalist and socialist groups in the society. On the other hand, the fact that the Islamic Republic of Iran, which emerged with the 1979 Islamic Revolution in Iran, has constructed an identity based on revolutionary and nationalist Islam is incompatible with the ideas of groups in Iranian society that support secular, democratic and pro-Western policies. In this context, this article deals with the fact that the state identity constructed by different administrations in different periods in Iran has shaped the social movements and protests in Iran and also influenced Iran's foreign policy.
Bu makale, toplumsal hareketleri ve protestoları tetikleyen ve bu tür oluşumların ortaya çıkmasına sebep olan ve hem toplumsal hareketlerde hem de protestolarda önemli bir saik olarak kabul edilen devlet kimliğinin, İran’daki toplumsal hareketler ve protestolar üzerindeki etkisine odaklanmaktadır. Yakın tarihte İran örneğinde devletin kendi hikayesini oluşturduğu belirli dönemler mevcuttur. Bu dönemleri Pehlevi İran’ı (1925-1979) ve İslam Cumhuriyeti (1979 ve günümüz) olarak ayırmak mümkündür. İran toplumunun derin dönüşümünü ve değişimini barındıran bu dönemler aynı zamanda İran devlet kimliğinin inşa edildiği dönemlerdir. Bu dönemler içinde inşa edilen devlet kimliği, İran toplumundaki her kesimi kucaklamakta yetersiz kalmakla birlikte toplumsal huzursuzlukların kaynağı olarak da gösterilmektedir. Bir dönem Pehlevi Hanedanlığı tarafından yönetilen İran’ın; otoriter, seküler, militarist-kralcı ve batı yanlısı bir devlet kimliği üzerine inşa edilmiş olması toplumdaki devrimci-radikal İslamcı, komünist, milliyetçi ve sosyalist grupların fikirleriyle örtüşmemiştir. Diğer yandan 1979 İran İslam Devrimi ile birlikte ortaya çıkan İran İslam Cumhuriyeti’nin devrimci ve milliyetçi İslam eksenli bir kimlik inşa etmiş olması da İran toplumundaki seküler, demokrasiyi ve batı yanlısı politikaları destekleyen grupların fikirleriyle bağdaşmamaktadır. Bu bağlamda bu makale, İran’da farklı dönemlerde farklı yönetimler tarafından inşa edilen devlet kimliğinin İran’daki toplumsal hareketlere ve protestolara yön verdiğini ve ayrıca İran’ın dış politikasını etkilediğini konu edinmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 21 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 25 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.