Duvar resminin esas tarihi dört duvarın ortaya çıkışıyla yani yerleşik hayata geçişle birlikte başlar. Duvar resmi, uzun süre, bütünsel sanat anlayışı bağlamında diğer sanat disiplinleriyle birlikte gelişimini sürdürmüş ve kamusal alanda ortak algı ve beğeninin hizmetinde olmuştur. Daha önce iç veya dış mekândaki diğer mimari ve sanatsal unsurlarla doğal bir bütünlük içinde olan duvar resmi, sanatta özerkleşmenin başlaması ve sanatsal disiplinlerin ayrışmasıyla birlikte, duvara sonradan eklemlenmek zorunda kalmış ve mekânla ilişkisi sorunlu bir hale gelmiştir. Bu durum, duvar resminde mekâna özgü görsel çözüm bulmanın önemini arttırmıştır.
1960’ların toplumsal ve sanatsal hareketliliği içinde duvar resmi, elitist sanat anlayışına karşı halka dönük bir sanat olarak yaygınlık kazanmıştır. 1970’li yıllarda, bütünsel sanatı yeniden canlandırmayı, insanı ve halkı dışlamayan bir sanatı oluşturmak adına Amerika ve Avrupa’da yerel yönetimler ve özel kurumlar, kamusal alanlarda sanat projeleri oluşturarak, duvar resmi uygulamalarının gerçekleştirilmesini sağlamışlardır. Amerika’da daha çok Siyahların, göçmenlerin ve kadınların haklarına dair olan bu toplumsal temelli çalışmalar, Avrupa’da çarpık kentleşme ve betonlaşmanın yol açtığı yabancılaşmayı kırmayı ve kentleri sanatsal yolla daha yaşanılır ve katlanılabilir hale getirmeyi amaçlamıştır. Bu süreçte mekâna özgü tasarım oluşturmak önem kazanmış, duvarın fiziki, sosyal, psikolojik ve çevresel unsurları gözetilmiş, mimar, sanatçı, toplumbilimci ve psikolog gibi uzmanlar tasarımın oluşumunda önemli rol oynamışlardır.
Günümüzde duvar resmi, sokak sanatı disiplini içinde yeniden popüler hale gelmiştir. Graffitiden ödünç alınmış malzemeler ve yöntemlerle çalışan bu sanatçılar, içselleştirme sorunuyla birlikte çalışmalarının yerel koşullarla ve mekânla örtüşmesi konusunda zorluklar yaşamaktadırlar. Bu durumda, her mekâna adapte olabilecek çalışmalar üretenler ya da kentsel mekânın ve duvarın niteliklerini göz önünde tutan ve bu konuda araştırma yaparak çalışan sanatçıların uygulamaları etkili görsel sonuçlar vermektedir.
Bu çalışma, duvar resminin geçmişine kısaca değinip, yirminci yüzyıldan itibaren ressamlar ve muralistler tarafından gerçekleştirilmiş çalışmalar üzerinden mekâna uygunluk sorunu üzerine odaklanacaktır. Bu bağlamda duvar resminin duvarla çelişmeden kendini var etmesi ve mekâna özgülüğü, nedenleriyle birlikte açıklanmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ağustos 2021 |
Kabul Tarihi | 14 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 13 |