Bu çalışma öncelikle sanat, estetik ve ilişkili olduğu düşünülen kalp, akıl kavramlarının izah edilmesini sonra da kalp ile estetik, sanat arasında ilişki kurulmasını sağlayan Kur’an ifadelerini irdelemeyi ve aralarındaki ilişkiyi imkân nispetinde anlamayı amaçlamaktadır. Konunun Kur’an ışığında incelenmesi, estetiğin kaynağının Kur’an ya da İslam olduğu iddiasında olduğumuz anlamına gelmemelidir. Ancak her inanç, inananlarının uhrevi ve dünyevi düşüncelerine etki ettiği gibi İslam İnancının da müminlerin sanat ve estetik anlayışına etki ettiğini söylemek mümkündür.
Cemâl ve bedî gibi kavramlarla güzelliği tanımlayan Kur’an, güzelliği yaratıcı kudretle ilişkilendirmiş, yalın ve zahiri gözle görünenin ötesinde yaratıcının mükemmelliğine, sevgisine, merhametine, hikmetine, lütuflarına götüren güzellikle ilgilenmiş, böyle bir güzellliği keşfetmeye yarayacak görmenin akıl ve kalp bütünlüğü içinde mümkün olacağını, kelâmının satır aralarında veya doğrudan ifadelerle dile getirmiştir. Bu durum Kur’an’ın nüzulünden sonra mütefekkirlerin ve bilim insanlarının kalbin işlevi üzerinde durmalarına, mahiyetini anlamaya yönelik düşünce egzersizleri yapmalarına zemin hazırlamıştır. Gerek sözcük incelemesi yapan eserlerde gerekse Hâris el-Muhâsibî ve ondan etkilenen ve konuyla ilgili eser yazanların çalışmalarında kalp, akıl-kalp ilişkisi ele alınmıştır. Bir başka tarafta da Orta Çağ’da Yunan felsefesinin etkisinde güzellik üzerine görüş beyan eden düşünürler olmuştur. İbn Hazm, İbn Sînâ, İbn Rüşd, İbnü’l-Heysem yoldaki işaret taşları gibi güzellik konusunda fikir isti’malinde bulunan önemli fikir insanlarından bazılarıdır. Orta Çağ’da İslam âleminde güzellik konusu bir disiplin bağlamında tartışılmazken Avrupa’da estetik bir ilim olarak ortaya konmuş ve üzerinde ciddi çalışmaların yürütüldüğü bir alan olarak ortaya çıkmıştı. Ancak Ortaçağ Avrupa’sında estetik her zaman seküler bir zeminde tartışılmamış metafizik alanla da ilişkilendirilmiştir. Bu durum, müslüman düşünürleri de etkilemiştir.
İslam âleminde güzellik/estetik konusunun bir ilmî çalışma alanı olarak ele alınmamasının birçok sebebi olabilir; bu ayrı bir durumdur. Ancak güzellik hiçbir zaman kalp ile ilişkili olarak ele alınmamıştır. Belki de kaynağı itibarıyla güzellik bilindiği için bu yaklaşım ihmal edilegelmiştir. Yani mutlak anlamda iyi ve güzel olan Allahutaala aynı zamanda güzelliğin de kaynağı olduğu, yaratan-yaratılan ilişkisi içinde iman mevzu olarak irdelendiği için bizâtihî epistemolojinin bir konusu olarak ele alınmamıştır.
İşte bu çalışma, kaynağından yansıyan güzelliği hayatının her karesinde estetik bir görsele dönüştüren Müslümanların estetik bilinçlerinin arkasındaki itici gücün yalın bir göz-akıl münasebeti mi yoksa görülenin akıl-kalp potasında eritildiği ve estetik kalıplara döküldüğü bir göz-akıl-kalp münasebeti mi? olduğunu idrak etmeye yönelik bir çalışmadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1-2 |