Kölelik meselesi Dünya çapında hayli etkileri olan ve olmaya devam eden bir olgudur. Batı’nın, Dün-ya’nın farklı coğrafyalarındaki etkinliğini arttırmasıyla birlikte Köle Ticaretleri başlamış ve Batı’nın kapitalist ekonomi alanında bugünkü dinamizmini yaratan temeller köleler üzerinden atılmıştır. Kölelik ve Köle Ticareti meselesinin uluslararası alanda olumsuz bir olgu olarak okunmaya başlamasıyla bir-likte bu konunun görünürlüğünün azaltılması için gerekli çabalara girişilmiştir. Buna rağmen mesele toplumsal hafıza ve bakiyede yaşamaya devam etmektedir.
Erdal Aksoy’un Mart 2019’da Çizgi Kitabevi’nden çıkan “Afro-Türkler Etnik Köken ve Kimlik” kitabı; Batı’da, Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde Kölelik ve Köle Ticareti meselesini ele al-maktadır. Köle Ticareti, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar devam etmiş ve milyonlarca insanı özellikle de Afrikalıları etkilemiştir. Kitapta öncelikle Batı’da köleliğin tarihi ele alınmış sonrasında da köleliğin Osmanlı Coğrafyası ve Türkiye’de ortaya çıkmasına ve yasaklanmasına değinilmiştir. Kölelik resmi olarak yasaklandıktan sonra evlatlık/besleme adı altında toplumsal alanda bir süre daha devam et-miştir.
Batı’daki ve Türk Dünyasındaki köleliğin kitaptaki temel ayrım noktası; Batı’daki köleliğin ağır işler-de, daha sert kurallara tabi olması Osmanlı’daki köleliğin ise daha ziyade ev içinde ve hizmet işlerin-de olmasıdır. Ancak bunun yanı sıra şu da ifade edilmelidir ki Osmanlı Coğrafyasında köleliğin ilk görünür olduğu dönemlerde köleler ağır işlerde, tarlalarda çalıştırılmışlardır.
Osmanlı Devleti’nde kölelik, 1800’lü yıllarda Batı Ege bölgesindeki yabancı yatırımları olan çiftliklerin iş gücü ihtiyacını karşılamak için yabancılar tarafından Afrikalıların getirilmesiyle başlamıştır. O dö-nemde Anadolu’ya gelen Afrikalılar bugün Afro-Türkler olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Af-ro-Türkler; İzmir merkez Konak ilçesi Çimentepe, Sabırtaşı, Dolaplıkuyu, Eşrefpaşa, İkiçeşmelik, Tamaşalık ve Ballıkuyu mahalleleri ile merkez Karabağlar ilçesi, Torbalı ilçesine bağlı Subaşı belde-si, Naime ve Tulum köyleri, Tire ilçesine bağlı Yeniçiftlik, Bayındır ilçesine bağlı Hasköy ve Çırpı köylerinde yaşamaktadırlar.
Bu kitabı meydana getiren çalışmada, Afro-Türklerin etnik köken ve kimlik algıları, göç hikayeleri ve kültürleri araştırılmıştır. Böylelikle bu çalışmayla literatüre yapılan katkı neticesinde Afro-Türklerin toplumsal alanda daha görünür kılınmaları amaçlanmıştır.
Afro-Türklerin yaşamış oldukları deneyimlerin anlam dünyalarındaki etkilerinin derinlemesine tespiti için nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarına yarı-yapılandırılmış görüşme formu tekniği uygulanarak veriler toplanmıştır. Nitel araştırma; İzmir merkez Konak ilçesi Eşrefpaşa, Çimentepe, İkiçeşmelik ve Ballıkuyu mahalleleri, Karabağlar ilçesi, Torbalı ilçesine bağlı Subaşı Bel-desi, Naime köyü, Tulum köyü, Tire ilçe merkezi ve Tire’ye bağlı Yeniçiftlik köyü ve Bayındır ilçesi-ne bağlı Hasköy ve Çırpı yerleşim birimlerinde yapılmıştır. Örneklemin belirlenmesinde ve katılımcı-lara ulaşılmasında kartopu örneklem yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sahasında yaşayan Afro-Türkler kendi içlerinde genç-yetişkin (21-39 yaş grubu), orta-yetişkin (40-59 yaş grubu) ve yaşlılar (60+ yaş grubu) olmak üzere üç grupta sınıflandırılmışlar ve her gruptan 10 kişi olmak üzere toplam-da 30 kişi ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Kaynak kişilerden yarı-yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilen veriler betimsel analiz uygulanarak çözümlenmiştir. Veriler dört aşamada kullanılmış ve analiz edilmiştir: betimsel analiz için bir çerçeve oluşturma, tematik çerçeveye göre verilerin işlen-mesi, bulguların tanımlanması, bulguların yorumlanması.
Sonuç olarak Afro-Türklere yönelik literatür oldukça zayıf, nitel araştırmalar ise hayli yetersizdir. Bu nedenle, Aksoy’un “Afro-Türkler Etnik Köken ve Kimlik” kitabı literatür açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu çalışma nitel araştırma yönteminin veri toplama tekniklerinden birisi olan görüşme formu ile sahadan derlenen verilerin analizi ve yorumlanmasıyla gerçekleştirilmesi hasebiyle de ilk olma özelliği taşımaktadır. Bu kitap, hem literatürdeki önemli bir alanı doldurmakta hem de o alana yönelik özellikle sosyoloji zemininde olmak üzere farklı disiplinlerde ve sahalarda çalışmalar yapıl-ması gerektiğine de dikkat çekmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap İnceleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Gelecek sayılar için makale kabulleri devam etmektedir.