Bu çalışmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 22/6 maddesi incelenmiştir. Taksirli bir fiilin sonucu, failin kişisel ve ailevi durumu açısından ağır bir mağduriyete neden olmuşsa, TCK 22/6 bunun failin cezalandırılmaması veya cezanın indirilmesi için kullanılacağını belirtmiştir. Bilinçli taksir halinde ceza yarıdan altıda bire indirilecektir. Düzenleme, taksirli fiilde şahsi cezasızlık sebebi ve bilinçli taksirde indirim hali olarak nitelense de halihazırda basit ve bilinçli taksir bağlamında ortaya çıkan hükmün hukuki niteliği başta olmak üzere, uygulamada ve doktrinde birçok tartışmaya ayrıca mahkemelerde birçok çelişkili karara neden olmaktadır.
Öncelikle cezanın verilmemesi veya hangi şartlar altında bu cezanın indirileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca takdir hakkının kullanılmasının anlamı TCK m. 61’den farklı olarak açıklanmalıdır. Bu nedenle bu çalışma, taksirli suçlarda cezanın kaldırılmasını veya cezanın indirilmesini gerektiren şahsi cezasızlığın nedenini anlamaya çalışmaktadır. Taksirli suç ile ailesine ve akrabalarına zarar vermek suretiyle fail mağdur olmuştur; ancak bu suç olduğu için failin cezalandırılması gerekir. Türk Ceza Kanunu madde 22/6, failin mağduriyet nedeniyle cezalandırılmamasını veya cezada indirim yapılmasını öngörmektedir.
Neticenin ağırlığı açısından yaklaşıldığında, cezanın kişisel ve ailevi durumda gereksiz kılınması kasıtlı suçlar için de geçerli olabilir. Düzenlemenin sadece taksirli suçlar için yapılması da olay sonrasında bir tespit yapılmasını gerektirmektedir. Bu, failin yaşamını, geçmişini ve olay sonrası durumlarını değerlendirmeyi gerektirir. Ancak bu, kusura ilişkin suç yolu kapandıktan sonra etki açısından yapılacak bir değerlendirmedir. Bu nedenle, madde bakımından takdiri kriterler değil, net kriterlerin belirlenmesi gerekmektedir. Maddede basit taksir üzerinden yapılan düzenlemede yaşanan mağduriyetin ağırlığı üzerinden bir belirlemeye gidilmiştir. Bilinçli taksirde ise bu düzenleme kusurun yoğunluğu üzerinden yapılan bir değerlendirmedir. Sonucu da cezada indirime bağlanmıştır. Basit taksirle, bilinçli taksir arasındaki tutarsızlık hüküm üzerindeki tartışmaları arttırmıştır. Örneğin kişisel ve ailevi durum nasıl belirlenecektir? Özellikle kelimesi ne anlama gelmektedir? Sınırları nelerdir? Hakim takdirini neye göre kullanacaktır? Maddede ölçüt var mıdır?
Bir başka mesele maddede suç yolu kapanıp netice ortaya çıktıktan sonra, cezayı etkileyen bir neden olarak etki etmesidir. Ancak bu basit taksirde saptanabilir bir etki değildir. Buna rağmen ceza verilmez denilmiştir. Ailevi durumdan ne anlamalıyız? Hem kişisel hem ailevi durum mu yoksa resmi nikah mı? Ceza verilmesine engel olan veya cezada indirim yapılmasını gerektiren sebebin kapsamı nasıl belirlenmelidir? TCK m. 22 /6’nın uygulanabilmesi için faille mağdur arasındaki yakınlık ne olmalıdır? Hangi durumda taksirli suçun sonucu yeterince ciddi kabul edilebilir. Bir taksirli suç diğer taksirli suçla birlikte ortaya çıkarsa ne olur? Makalede bunlar gibi pek çok soruya cevap aranmaktadır. Bu tür birçok sorunun yanıtını arayan bu makalede TCK 22/6 ele alınacak ve önerilerde bulunulacaktır.
Taksirli suçlar bilinçli taksir şahsi cezasızlık nedenleri cezayı kaldıran nedenler kişisel ve ailevi durum.
Yok
Yok
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yok |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 13 Sayı: 2 (Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılına Armağan) |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.