Kıraatlerin ortaya çıkmasıyla birlikte birtakım ihtilaflar da doğmaya başlamıştır. Bu ihtilaflar ilk dönemlerde Hz. Peygamber’in ve vahiy esnasında onun yanında bulunan sahabenin mevcudiyetiyle kolayca hallolmuştur. Ancak ilerleyen dönemlerde hak ile batılın birbirine karışma endişesi âlimlerimizi kıraatlerle ilgili bazı sınırlar çizmeye mecbur etmiştir. Sahih kıraatleri belirleme adına en önemli ve etkili faaliyet İbn Mücâhid’in (ö. 324/936) kıraatleri yedi ile sınırlamasıdır. Bu sınırlama bölgelere göre en çok okunan kıraatleri içine almış olsa da bazı kıraatlerin dışarıda tutulması ve bir süre sonra yedi kıraat dışında kalanların sahih kabul edilmemesi ciddi eleştirilere sebebiyet vermiştir. İbnü’l-Cezerî’ye kadar olan bu dönemde zaman zaman on kıraati içine alan eserler telif edilmiş olsa da bu üç kıraat sahih kıraat literatürüne ancak onun gayretleriyle girmeyi başarmıştır. İbnü’l-Cezerî’nin dışarıda kalan bu üç kıraati sahih olarak değerlendirmesi Müslümanlar tarafından kısa zamanda kabul görmüş fakat sonraki dönemde yedi kıraati içine alan eserler de telif edilmiştir. Makalemizde bu eserlerden öne çıkanlar, eserlerdeki bu ihtiyarın sebepleri irdelenmiştir. Ayrıca yaşadığı dönemden başlayarak günümüze kadar eserleriyle çok ses getirmiş olan Maraşî’nin kıraatlere dair sıra dışı görüşleri de değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |