İnsan psikolojik bir
varlık olarak hayatın içinde bir şeylerden hep utandı ve utanmaya da devam ediyor.
Bu yüzden bu hissi/ bu hâli anlamaya yönelik çaba insanı anlama konusunda
merkezi/önemli bir yerde duruyor. Bir taraftan bir baskı unsuru olarak işleyen
ama aynı zamanda da insan ile insan arasındaki ilişkinin incelikli yerlerinde
dolanması itibariyle utanma üzerine düşünmek haklı bir ilgi olarak duruyor
karşımızda. Hayat değiştikçe hiç
kuşkusuz utanmayla kurduğumuz ilişki de değişip dönüşüyor. İnsanlık tarihi bu
anlamda bir yanıyla da utanmalar tarihidir; çocukluktan itibaren sosyal alan
sınav alanı gibi işler. Davranışlarımızın nasıl olması gerektiğini tartıp
biçerken bir taraftan deneyimin sonsun evreninde kendimize yer edinir, keskin
davranışlar edindiğimizin farkına bile varamayız; öğrenilmiş olan bir yerlere
yerleşmiştir. İçinde bulunduğumuz topluluk duygularımızın haritasını belirleme
konusunda son derece güçlüdür ve bizim yerleşeceğimiz alanın neresi olduğu
konusunda bize yol gösterir. Bu harita aynı zamanda etik kodların belirlendiği
yerdir. İnsani bir hâl olarak utanma bu nedenle aynı zamanda etik kodların
içinde yeşerir, belirir. Yetişkin insan olmak utanmayla olan ilişkimizi
değiştirip dönüştürse de geçmişte deneyimlenmiş utanç hikâyeleri duygusal
evrenimizin bir parçası olarak derinliklerimizde bir yerlerde kalır.
Modern çağ insana daha iyi bir hayat vadederken,
aklımızla bunu gerçekleştirebileceğimize de inandırmıştı. Gelinen durumda,
Bauman’ın vurguladığı gibi günümüz insanı hiçbir yükümlülük altına girmek
istemeyerek, insani pek çok sefalet üretmektedir (Bauman, 2005: 22). Bu oluşan
hal/sefalet durumu giderek daha çok bireyselleşen bireyler yaratırken, insan
ile insan arasındaki ilişkide etik değerlerde bir eksen kaymasına neden
olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle utanma kimi ve çoğu zaman bir haslete
dönüşürken; aynı zamanda da tarihsel sürecin iktidar ilişkilerini yeniden
üreten bir alanda kendini var ettiği için, sorgulanması gereken bir durum
olarak çıkıyor karşımıza. Çalışma insan ve utanma arasındaki bu karmaşık alanın
kimi yerlerini görebilme ve anlama çabasıdır. Ege Üniversitesi İletişim
Fakültesi İletişim Etiği Dersi kapsamında çeşitli yıllarda utanç bir sınav
sorusu olarak sorulmuştur. Çalışma öğrencilerin sınav kağıtlarında utanmayla
ilgili anlatılarının değerlendirilmesi üzerinedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 20 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |