It is seen that the relation between cinema and philosophy has been used for making a meaning in a great number of films throughout the history of world cinema. It could be thought that it is not easy for the film to use philosophical concepts as a means at first glance due to their structural features. The factor in this perception is the method diversity between the philosophy, which reveals and discusses its concepts based on written texts, and the cinema, which basically utilize dynamic images. In addition, it is not possible to ignore the fact that the philosophy is open to be used in creating a discourse in films, in terms of all areas to which the human affects or by which the human is affected. It is seen that recent Turkish films use philosophical approaches to make a meaning. This tendency establishes a bond between the philosophical existence of human beings, their general relation with the world and films. Additionally, it also enables the attainment of universal discourses in respect of thinking about the human in cinema. The thought of “eternal recurrence” is an important philosophical concept about being dealt with time and human. Being frequently described as the “eternal return of the same” by Friedrich Nietzsche, eternal recurrence forms the basis of making a meaning especially in the film Kosmos by Reha Erdem. The study will investigate the film Kosmos within the scope of the concept of eternal recurrence by using the qualitative analysis method
Dünya sinema tarihinde çok sayıda filmde anlamın yaratılmasında sinema ile felsefe ilişkisinden yararlanıldığı görülmektedir. Araç olarak filmin, yapısal özellikleri nedeniyle ilk bakışta felsefi kavramları kullanmasının kolay olmadığı düşünülebilir. Bu algıda, kavramlarını yazılı metne dayalı olarak ortaya koyup tartışan felsefe ile temel olarak hareketli imgelerden yararlanan sinema arasındaki yöntem farklılığı etkendir. Bununla birlikte, felsefenin, insanın etkilendiği ya da etkide bulunduğu her alan açısından, filmlerde söylem oluşturulması için yararlanılmaya açık olduğu gerçeğini gözardı etmek mümkün değildir. Son dönemde üretilen Türk filmleri arasında da, anlamın oluşturulması konusunda felsefi yaklaşımlardan yararlanıldığı görülmektedir. Bu eğilim, felsefedeki anlamıyla insanın varlığı ve genel olarak dünya ile olan ilişkisi ile filmler arasında bağ kurar. Aynı zamanda sinemada insan üzerine düşünme konusunda evrensel söylemlere ulaşılmasına da olanak tanır. “Bengi dönüş” düşüncesi de felsefede önemli kavramlardan biri olan zaman ve insan üzerine eğilme konusunda dikkat çekmektedir. Bengi dönüş, Friedrich Nietzsche tarafından sıkça kullanılan biçimiyle “aynı olanın sonsuz dönüşü”, özellikle Reha Erdem’in Kosmos filminde anlam yaratımının temel dayanağını oluşturmaktadır. Çalışmada, Kosmos filmi, bengi dönüş kavramı çerçevesinde niteliksel analiz yöntemi ile irdelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 20 |