Yemek yeme, beslenme ve karın doyurma eyleminin ötesinde anlamlar barındıran, gündelik hayata ve içinde yaşanılan toplumu anlamaya yardım eden sembollerle dolu bir iletişim biçimidir. Hem mutfak işleri hem de yenilenler; statülere, cinsiyete, inanca ve kültüre göre değişiklik göstermektedir. Mutfaklar gündelik hayatta iktidar ilişkilerinin en çok görüldüğü mekanlardandır. Bu çalışmada, mutfakların ve üretimden tüketime kadar yeme içme ile ilgili tüm işlerin cinsiyet kodlarına dayalı olması durumu incelenmiştir. Buna göre bazı yaklaşımlar, mutfakları kadınların kalesi gibi görürken, diğerleri ise yine aynı mutfakları kadınların prangası olarak değerlendirmektedir. Mutfaktaki bu cinsiyetçi yaklaşım sadece iş bölümünde değil, gıdanın paylaşımında da kendini göstermektedir. Bazı yiyecek ve içecekler kadınlara, bazıları ise erkeklere yakıştırılmaktadır. Yenilen yemeğin porsiyonu da yine cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Sofra adabı ve yeme-içme ile ilgili görgü kuralları da toplumsal cinsiyet kodlarından etkilenmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı gündelik hayatın en çok kullanılan yeri olan mutfakların ve mutfaklarda üretilen yemeğin toplumsal cinsiyet kodlarından bağımsız olmadığı üzerine bir değerlendirme yapmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Turizm (Diğer) |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 17 |