Ağıt, insanoğlunu derinden etkileyen acı bir
olay veya durumun ezgi eşliğinde yansıtılmasıdır. Başta ölüm olmak üzere çeşitli
felaketler, hastalıklar, kazalar ve ayrılıkların yanı sıra kaybedilen bir eşya,
ölen bir hayvan ya da istenmeyen bir olay için de ağıt yakılabilir. Yürekte
hissedilen üzüntünün mısralarla dışa vurumu olan ağıtların gülmeyle ya da
mizahla ilgisi en son akla gelecek şeydir. Oysa toplumda yaşanan birtakım
acılar, tenkit edilen bazı olaylar ve davranışlar ağıtlarla ifade edilirken acı
bir gülümsemeyle de kara mizaha gönderme yapılır. Ayrıca bazı fıkralarda
ağıtlar, mizahi bir üslupla ele alınarak, toplumda görülen yanlışlıklar ve
kusurlar bu şekilde hicvedilir.
Bu bağlamda, “kara mizah – ağıt”
ilişkisini iki ana başlık altında değerlendirebiliriz:
1. Ağıtlarda
Yer Alan Mizahi Unsurlar: Özellikle bir hayvanın veya eşyanın kaybı ya da
sevilmeyen bir insanın ölümü, geleceğe dair hayalleri altüst eden bir olay,
salgın hastalık, para etmeyen ürün, eve getirilen kuma vb. olaylar üzerine
ağıtlar yakılarak olay mizahi bir şekilde hicvedilir. Ayrıca bazı insanların
ölümü üzerine yakılan ağıtların üzüntüden çok sevinç yaratması, diğer bir
ifadeyle ölenin arkasından sevinme, kişilerarası iletişim açısından trajikomik
bir durumdur ve hem ağıtlarda hem de fıkralarda örneklerine rastlanır.
2.
Fıkralarda Yer Alan Ağıt Örnekleri: İnsanları bir taraftan güldürürken diğer taraftan
düşündüren bazı fıkra metinleri içerisinde ağıt örneklerine rastlamak
mümkündür. Bu tür örneklerle, toplumda hoşa gitmeyen tavır ve davranışlar
mizahi bir yaklaşımla eleştirilir.
Bu çalışmada, örneklerden hareketle
birbirinin zıttı olan “ağlamak ve
gülmek” eylemlerinin yer aldığı fıkra ve ağıtların, sosyal eleştirilere
birlikte kaynaklık ederek kara mizahı yansıtması çeşitli yönleriyle
araştırılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Mayıs 2018 |
Kabul Tarihi | 27 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |