Muhafazakârlık, birçok devrimin yaşandığı 17. ve 18. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. En yalın ifadeyle 1789 Fransız İhtilali’ne ve onun düşünsel temeli olan aydınlanmaya ve moderniteye reaksiyon biçiminde ilerlemiş olan siyasal düşüncenin adıdır. Türkiye’de özellikle Tanzimat ve Islahat Hareketleri sürecinde değişimin hali hazırdaki kurumların korunarak hayata geçirilmesi düşüncesine rağmen, bu fikri yeterli bulmayan muhafazakâr bir duruş belirmiştir. Cumhuriyet’in ilk döneminde ise devrime karşı direkt bir ifadede bulunmasa da, muhafazakâr tavır gelenekçi ve kültürel bakış açısıyla, cumhuriyetçi muhafazakâr yaklaşımla entelektüel bir temel oluşturmuştur. Muhafazakârlığın tarihsel seyir içerisinde siyasi söylem anlamında Demokrat Parti ile beraber merkez sağın ideolojisi olarak kabul edildiği görülmüştür. Muhafazakârlığın gelişmesi ile birlikte sermaye yapısında da değişimler gözlenmiştir. Özellikle 1980 sonrası süreçte hem siyasal hem de iktisadi alanda yaşanan değişimler, muhafazakâr sermaye ve medya yapısında dönüşümleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada, muhafazakâr medyanın 2000 sonrasındaki dönüşümü ele alınmıştır. Çalışmada, muhafazakârlığın ve muhafazakâr sermayenin seyrinden hareketle, medya alanındaki gelişim ve dönüşümlerin hangi boyutta olduğuna dair değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 11 |
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (AKSOS)